GÜMÜŞHANE
ŞAİR – ŞİİR VE ŞEHİR
67 senelik ömür güzergâhımda hiçbir şeyin şair kadar, şairin okuduğu şiir kadar şehirleri birbirine yaklaştırdığını, kaynaştırdığını görmedim.
Yaşlı bir adam oğluna nasihat ediyor: “Oğul” diyor. “Konuşacağın mekânda bulananların en az yarısı seni anlamıyorsa, seni desteklemiyorsa sakın ola ki o mekânda konuşma.” İşte ülkemizin çeşitli il ve ilçelerinde yapılan şiir festivalleri de böyle bir ortamdır. Okuyanlar dinlenir, okunanlar dinlenir. Hele ki bu faaliyetler edep içre yapılırsa damaklarda kalıcı bir lezzettir. Tadına doyum olmaz.
***
İlimizde yapılan 18.Uluslar Arası Hazar Şiir Akşamları da 18 yıldan beri süre gelen tümüyle olgunlaşmış, tümüyle edep içre olan, ünü yurt dışına taşan bir etkinliktir. Biz bu etkinliği şehirlerin birbirlerine yaklaşması, dostların buluşması, dostların kucaklaşması olarak değerlendiriyoruz. Aylar öncesinde onlara gönderdiğimiz davetiye ile o günü iple çekiyor, özlem duyulan bir kardeş gibi yollarını bekliyoruz.
Geliyorlar birer birer… Kimisi Ankara’dan, kimisi Afyon’dan, kimisi kahramanlar diyarı Maraş’tan, kimisi Tokat’tan… Geliyorlar birer birer… Kimisi Gaziantep’ten, İzmir’den, Kayseri’den… Geliyorlar Gümüşhane’den, Nevşehir’den, Salihli’den....
***
Ahmet Otman geliyor, Osman Baş geliyor, Talat Ülker geliyor, Mehmet Kara geliyor, şiirin duayeni Bahaettin Karakoç, destanlar şairi Fazıl Ahmet Bahadır geliyor. Şiirin hocası Bekir Oğuzbaşaran geliyor.
Ve bir duayen geliyor elinde tomar tomar dergileriyle… Eli öpülesi, Erciyes Dergisi sahibi Nevzat Türkten geliyor daha niceleri ile birlikte bu kutlu şölene. Okullara gidiliyor, paneller yapılıyor, şiirler okunuyor.
Nevzat Türkten, R.Mithat Yılmaz, Bekir Oğuzbaşaran, Fazıl Ahmet Bahadır, Metin Ahmet Kerküklü ile birlikte Elazığ’a
***
Akşam oluyor, Ulu Önder Atatürk’ün “Doğunun Yalova’sı” dediği Hazar Gölü’ne. Şehrin valisi geliyor, şehr-i emini geliyor, millet geliyor, vekiller geliyor ve söz ustaları şairler geliyor o mavi iklime. Sahneye Kayseri’den gelen destanlar şairi Fazıl Ahmet Bahadır çıkıyor ve “Kastamonulu Şerife Bacı” diyor. Kurtuluş Savaşı’nda “Bizimle uğraşmayı bırakın kağnı kamyonu geçemez” diyen Komutan Franklin’in tezini yerle bir eden Şerife Bacı’ya yazılan destanlaşan şiirini okuyor bu güzel insan, güzel yurdumun bu güzel ilçesinde... Gönül tellerimizi titretiyor, gözlerimizi nemlendiriyor.
İnebolu Limanı’ndan
Kastamonu Kışlası’na yol gider.
Kamyonlarla yarışır,
Umut yüklü kağnılar
Dizilir, kol kol gider.
Kağnıların başında
Kimi genç, kimi yaşlı
Kimi ak tülbentli,
Kimi ak saçlı.
Öküzlere gah yalvaran
Gah kızan,
Gözlerinde inat
Yüreklerinde iman
Kadınlar yürür gider.
***
Ve Şerife Bacı gibi mübarek kadınlar destanlaşacak ki!....Bu yurt bize vatan olsun. Bu cennet vatanın bu cennet yöresinde, Hazar Gölü’nün efsunlu kıyısında şiirler, minarelerimizde ezanlar okunsun.
Bu şiirin devamını Şerife Bacı’nın hayatını ve şahadetini yarınki yazımda okuyabilirsiniz. Sağlıkla kalın esen kalın.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 17 Haziran 2010 Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder