17 Haziran 2010 Perşembe

ŞAİR - ŞİİR VE ŞEHİR






AAA
MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ









AKM'DE Şiirimi okurken




















AHLAT'ta Kümbet önünde





















Darende'de Somuncu BabaTürbesinde




















KONYA'da Mevlana Hazretlerini ziyaret




















Kültür Bakanımız Namık Kemal Zeybek'le



















MARDİN'de Suriye'ye bakış




















BAYBURT'ta Kale önünde
















PERTEK Feribotunda
















Şükrü Kacar, Güldeniz Ekmen Ağiş
ben ve Günerkan Aydoğmuş Keban Öğ.Evinde
















ERZURUM ATATÜRK KONGRE MERKEZİ
















Pertek Kaymakamlığı bahçesinde
















Ziya Çarsancaklı ve arkadaşlarla Manas'da yemek















MALATYA'LI Şair ve Yazar arkadaşlarla

















Diyarbakır Ulu Cami'de















Kapadokya'da şairlerle birlikte














Sergül Vural'la Kapadokya'da














Elazığ Misland'da Gazetecilerle birlikte
















Ayşe Paslanmaz'la birlikte...
















Abdullah Satoğlu,Yahya Akengin ve biz Nevşehir'de
















Muş Vilayet önünde
















Sandıklı'da Yunus Emre anıtı önünde
















Bekir Oğuzbaşaran, Nevzat Türkten Palu Kaymakamı,
ve Fazıl Ahmet Bahadır'la birlikte
















Arkadaşlarla AFYON-KOCATEPE'DE















Keban zirvesinde ben
















Kayseri Üniversitesi Rektörü ile














İstanbul 1984
















Kayseri Üniversitesinde














TRABZON'DA
















URFA'DA
















NEVŞEHİR VALİSİ OSMAN AYDIN İLE..
















SİMAV'DA Şairler yürüyüşü















SİNOP CEZAEVİ














937.MALAZGİRT ZAFERİNDE














33 şehidimizin anısa dikilen Bingöl yolundaki şehitlik anıtı
















ARAPKİR Kaymakamı ile birlikte
















AKGÜN OTELİ Önünde














ERZURUM Çifte Minare
















ESKİŞEHİR PORSUK










GÜMÜŞHANE


ŞAİR – ŞİİR VE ŞEHİR

67 senelik ömür güzergâhımda hiçbir şeyin şair kadar, şairin okuduğu şiir kadar şehirleri birbirine yaklaştırdığını, kaynaştırdığını görmedim.

Yaşlı bir adam oğluna nasihat ediyor: “Oğul” diyor. “Konuşacağın mekânda bulananların en az yarısı seni anlamıyorsa, seni desteklemiyorsa sakın ola ki o mekânda konuşma.” İşte ülkemizin çeşitli il ve ilçelerinde yapılan şiir festivalleri de böyle bir ortamdır. Okuyanlar dinlenir, okunanlar dinlenir. Hele ki bu faaliyetler edep içre yapılırsa damaklarda kalıcı bir lezzettir. Tadına doyum olmaz.

***

İlimizde yapılan 18.Uluslar Arası Hazar Şiir Akşamları da 18 yıldan beri süre gelen tümüyle olgunlaşmış, tümüyle edep içre olan, ünü yurt dışına taşan bir etkinliktir. Biz bu etkinliği şehirlerin birbirlerine yaklaşması, dostların buluşması, dostların kucaklaşması olarak değerlendiriyoruz. Aylar öncesinde onlara gönderdiğimiz davetiye ile o günü iple çekiyor, özlem duyulan bir kardeş gibi yollarını bekliyoruz.

Geliyorlar birer birer… Kimisi Ankara’dan, kimisi Afyon’dan, kimisi kahramanlar diyarı Maraş’tan, kimisi Tokat’tan… Geliyorlar birer birer… Kimisi Gaziantep’ten, İzmir’den, Kayseri’den… Geliyorlar Gümüşhane’den, Nevşehir’den, Salihli’den....

***

Ahmet Otman geliyor, Osman Baş geliyor, Talat Ülker geliyor, Mehmet Kara geliyor, şiirin duayeni Bahaettin Karakoç, destanlar şairi Fazıl Ahmet Bahadır geliyor. Şiirin hocası Bekir Oğuzbaşaran geliyor.

Ve bir duayen geliyor elinde tomar tomar dergileriyle… Eli öpülesi, Erciyes Dergisi sahibi Nevzat Türkten geliyor daha niceleri ile birlikte bu kutlu şölene. Okullara gidiliyor, paneller yapılıyor, şiirler okunuyor.

Nevzat Türkten, R.Mithat Yılmaz, Bekir Oğuzbaşaran, Fazıl Ahmet Bahadır, Metin Ahmet Kerküklü ile birlikte Elazığ’a 75 km. ötedeki Palu ilçesine gidiliyor. R.Mithat Yılmaz oturumu yönetiyor, Nevzat Türkten şiiri anlatıyor, Bekir Oğuzbaşaran ile Fazıl Ahmet Bahadır şiirler okuyor. Şiir okurken dinleyenler ağlıyor, öğrenciler ağlıyor, öğretmenler ağlıyor, ben ağlıyorum. Bu atmosfer içerisinde şairin duyguları şehirleri birleştiriyor, gönülleri birleştiriyor, milli duyguları galebe getiriyor.

***

Akşam oluyor, Ulu Önder Atatürk’ün “Doğunun Yalova’sı” dediği Hazar Gölü’ne. Şehrin valisi geliyor, şehr-i emini geliyor, millet geliyor, vekiller geliyor ve söz ustaları şairler geliyor o mavi iklime. Sahneye Kayseri’den gelen destanlar şairi Fazıl Ahmet Bahadır çıkıyor ve “Kastamonulu Şerife Bacı” diyor. Kurtuluş Savaşı’nda “Bizimle uğraşmayı bırakın kağnı kamyonu geçemez” diyen Komutan Franklin’in tezini yerle bir eden Şerife Bacı’ya yazılan destanlaşan şiirini okuyor bu güzel insan, güzel yurdumun bu güzel ilçesinde... Gönül tellerimizi titretiyor, gözlerimizi nemlendiriyor.

İnebolu Limanı’ndan

Kastamonu Kışlası’na yol gider.

Kamyonlarla yarışır,

Umut yüklü kağnılar

Dizilir, kol kol gider.

Kağnıların başında

Kimi genç, kimi yaşlı

Kimi ak tülbentli,

Kimi ak saçlı.

Öküzlere gah yalvaran

Gah kızan,

Gözlerinde inat

Yüreklerinde iman

Kadınlar yürür gider.

***

Ve Şerife Bacı gibi mübarek kadınlar destanlaşacak ki!....Bu yurt bize vatan olsun. Bu cennet vatanın bu cennet yöresinde, Hazar Gölü’nün efsunlu kıyısında şiirler, minarelerimizde ezanlar okunsun.

Bu şiirin devamını Şerife Bacı’nın hayatını ve şahadetini yarınki yazımda okuyabilirsiniz. Sağlıkla kalın esen kalın.

***///***

Mehmet Şükrü Baş 17 Haziran 2010 Elazığ Nurhak Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder