1 Haziran 2010 Salı

GÜMÜŞHANE GÜZELLİKLER FESTİVALİ



























































Mehmet Şükrü Baş

mehmet_sukru_bas@mynet.com

GÜMÜŞHANE GÜZELLİKLER FESTİVALİ

26 Temmuz’da Gümüşhane Belediye Başkanlığının ve Talat Ülker’in davetlisi olarak eğitimci yazar ve şairlerimizden Muammer Aksoy, Lütfi Parlak ve R.Mithat Yılmaz’la birlikte sabahın erken saatlerinde bir davete icabet etmek dostlarla kucaklaşmak için yola düştük. öğlen yemeğini Erzurum’da yedikten sonra akşama yakın bir saatte Gümüşhane’ye vasıl olduk.
Burada bizi kardeşimiz ve dostumuz demekle iftihar ettiğimiz bir gönül adamı, şair, yazar ve öğretim üyesi Sayın Talat Ülker ile Cümle dergisinden Sinan Yalçın ile Mesut Olgun karşıladılar. Biz bu karşılamanın özünde ölümsüz bir dostluk ve kardeşlik bağlarını gördük. Bir buket gül gibi bizlere ikram edilen “CÜMLE” dergisini sayfa sayfa okuduk. Okudukça hayranlığımızı gizleyemedik. Pırıl pırıl bir baskı ve dolu dolu bir içerikle karşılaştık.
***
Gümüşhane’nin gönül dostları ve Belediye Başkanı Sayın Mustafa Canlı’nın gayretleri ile burada bir festival yapılıyordu. Bu festivalin adı ne olursa olsun bizim gönlümüzdeki adı “Gümüşhane Güzellikler Festivali” idi. Gördüğümüz her şeyde benzersiz bir güzellik görüyorduk. Yemyeşil bir vadi içerisinde yer almış, buram buram tarih kokan, mertlik kokan bir şehir, ortasında şehri boydan boya kat eden Porsuk misali Harşik Çayı. Misafirperver, insancıl, güler yüzlü, sımsıcak bakışları ile bizleri kucaklayan Gümüşhaneliler.
***
Ertesi gün Belediye parkında oturuyoruz. Bizlerin geldiğini duyan Gümüşhaneli şairlerden Zülfikar Kaleli, Fatih Yalçın, Niyazi Karabulut, Osman Nebioğlu birer birer yanımıza gelmeye başladılar. Sarıldık, kucaklaştık. Şairin sermayesi şiirdir, şiirlerle söyleştik. Tam o sırada Zülfikar Kaleli “Mehmet Şükrü Baş kim?” diye bir sual sordu ben cevap vermeden Mithat bey beni işaretle “Bu arkadaş” dedi. Demesiyle birlikte Zülfikar Kaleli boynuma sarıldı. Birkaç kere öpüştük. Bir daha boynuma sarıldı. “ Bu da Taşlıca’lı Dursun Elmas’tan.”diyerek bir kere daha sıkıca sarmaladı ve yıllarca biri birine hasret kalmış iki kardeş gibi özlem giderdik.
Şairin duygusal yüreği, hassas gönlü burada da şairi ve şiiri tarif eder gibiydi.
***
Ertesi gün kahvaltıdan sonra Trabzon’a doğru yola koyulduk. Hay taşına, toprağına kurban olduğum ülkem! Demek ki biz bu ülke için yüz binlerce şehidi beyhude vermemişiz. Döktüğümüz kanı beyhude bu vatana helal etmemişiz. Her yüreğimiz yandığında durduk yere “Vatan sağ olsun.” dememişiz. Böyle bir güzelliğe insanın bin canı olsa binini de seve seve verir. Böylesine muhteşem güzellikleri dört mevsim bağrında yaşatan bir ülke uğruna ölünmez de ne yapılır?
Yeşilin her tonu ile kucaklaşmış bir orman adeta gökyüzü ile birleşmiş gibiydi. Hayranlığımız gözlerimizde okunuyordu. Trabzon’un o meşhur tepesinde denizi ve orman tabakasını seyrederken dünyada bu güzellikten daha güzel bir yerin olamayacağı kanaatine vardık. Ve bu ülkenin vatandaşı olmaktan bir kere daha gurur duyduk.
Cumartesi günü Gümüşhane Atatürk Parkında şiir dinletisi vardı. Buna rağmen 1500 rakımlı dünyada bir eşinin bulunmadığı söylenen Karaca Mağarasına gittik. Burasını tarif edemeyeceğim için beni bağışlayın. Burasını anlatacak yetenekte birisi değilim.

ŞİİR ŞİİR GÜMÜŞHANE

Beklenen gün ve saat gelmiş, Atatürk Parkında şiir dinletisi başlamıştı. Kimler yoktu ki bu şölende Gümüşhane’den bu festivalin isimsiz kahramanı, baş mimarı Talat Ülker, Zülfikar Kaleli, Fatih Yalçın ve Osman Nebioğlu,
Trabzon’dan bir sanat ehli, karikatürist ve gazeteci Harun Yavruoğlu ve Hayati Akçiçek.
Kahraman Maraş’tan Mehmet Gözükara, Ahmet Kurnaz, Hanefi Kara ve Âdem Konan,
Edirne’den Rıdvan Canım.
Erzurumlu, Elbistanlı şairler ile Elazığ’dan giden bizler ve bizleri yalnız bırakmayan Elazığlı hemşerimiz gönül dostu İlköğretim Müfettişi Zülfikar Darcan.
Karikatürist ve bir gönül adamı Harun Yavruoğlu’nun karikatür sergisini zevk ve hayranlıkla gezdikten sonra, sunucu Mesut Olgun’un nefis sunumu ile başlayan etkinliğin ön sıralarında şehrin valisi ve eşi, milletvekili, vali muavinleri, belediye başkanı, daire müdürleri, şairler, yazarlar ve alanı dolduran onlarca şiir sever.
Şairlerimiz bazen gözlerimizi nemlendirdiler, bazen yüzümüzü güldürdüler her seferinde ise büyük takdir ve sevgilerimizi kazandılar. Şiirler biri birinden güzel biri birinden anlamlıydı. Şairlerimiz şiirin damla damla güzelliklerini büyük bir ustalıkla dinleyenlerine sunuyorlardı.
Bu yıl on dördüncüsü kutlanan “Gümüşhane Güzellikler Festivali ne yazık ki sona eriyordu. Plaketler veriliyor, resimler çekiliyor, bir tatlı Hayal damaklarda silinmeyecek bir iz bırakıyordu.
Biz hala uyanmak istemediğimiz bir tatlı rüyayı görür gibiydik.
Selam sana güzellikler yumağı güzel şehrim Gümüşhane,
Selam sizlere, bu şehrin kültür adamları, gönül dostları,
Selam olsun sizlere!..

***///***

Mehmet Şükrü Baş 02 Ağustos 2007 Elazığ Nurhak Gazetesi

1 yorum:

  1. Çok farklı ve güzel paylaşımlarınız var.Konteynir firması olarak blogunuzu hep takip ediyoruz, başarılar dileriz.

    YanıtlaSil