1 Haziran 2010 Salı

HAZAR'A SELAM DURMAK


MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

mehmet_sukru_bas@mynet.com

HAZAR’A SELAM DURMAK

Bu başlık benim değil sevgili okurlarım. Bu başlık 15.Hazar Şiir Akşamları için şehrimize gelen bir eğitimcinin, bir yayıncının, bir köşe yazarının en önemlisi kadim bir dostun bu etkinlikle ilgili görüşlerini içeren bir yazısının başlığıdır.

Bu kadim dost 1980 Gümüşhane doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Gümüşhane’de, yüksek öğrenimini Erzurum’da tamamladı. Bayburt vilayetinde öğretmen olarak görev yap. Harşit kültür, sanat ve edebiyat dergisinin yayın kurulu üyeliğinde bulundu. Ardından cümle dergisini çıkararak edebiyat dünyasına yeni bir dergi kazandırdı. Halen cümle dergisi yayın kurulu üyesi olarak görev yapmakta. Harşit, Cümle, Üç nokta, Burhan, Sayha, Kardelen, Anadolu gençlik dergilerinde makaleleri yayınlanmıştır. Ayrıca Gümüşhane’de yerel bir günlük gazetenin köşe yazarlığını yapmaktar. Bu kadim dost ve güzel insan Sinan Yalçın’dır.

***

Sinan Yalçın kardeşimiz aynı dergiden Niyazi Karabulut beyefendi ile birlikte Hazar Şiir Akşamları Etkinlikleri için davetimize icabet ederek ilimize teşrif etmiş kültür ve eğitim elçileridir. Bu iki kardeşimiz burada gördüklerini Hazar’a selam durarak bakın nasıl izah etmişlerdir.

Noktasına virgülüne dokunmadan yazılarını aynen yayınlıyorum.

HAZARA SELAM DURMAK

25–26–27 Ekim tarihlerinde 15.si düzenlenen hazar şiir akşamlarına cümle dergisi olarak katıldık. Elazığ’a ilk gidişim olması itibari ile biraz merak, biraz da heyecan içerisinde Erzurum-Bingöl hattını kullanarak Elaziz iline ulaştık. İlk etapta Elazığ vilayetinin hayalimdeki Elazığ tahayyülü ile gördüklerimin arasında çok fazla farklılık olmadı.

Üniversiteyi Erzurum’da okumam hasebi ile Elazığlı insanlarla ile tanışma fırsatlarını da yakalamış oldum. Ve ben Elazığlı arkadaşlarımın simaları ve haleti ruhiyeleri ile kendimce çizdiğim Elazığ resmini Elazığ ilini görünce ne kadar da yakınlık olduğunu gördüm. Velhasıl kelam asıl mevzu Elazığ vilayetinin yapmış olduğu bu devasa organizasyonu anlatmak ve duyurmak herhalde bize düşen görevdir. Öyle ki Bulgaristan’dan Kırgızistan’a kadar ne kadar şair ve yazar varsa hepsi aynı mekânı paylaşıyordu. Cengiz Aytmatov (Kırgızistan), Cengiz Alioğlu (Azerbaycan), Mehmet Kazancı (Kerkük), Beşir Ayvazoğlu, Bahattin Karakoç, Ali Akbaş, Lütfü Şahsuvaroğlu… Gibi isimler bunlardan bazıları.

Zaten isimlere bakılınca organizasyonun ne kadar güçlü olduğu belli olmaktar. Festival kapsamında düzenlediğimiz geleneksel şiir akşamlarına Elazığ’dan katılan Mehmet Şükrü Baş, Mithat Yılmaz, Muammer Aksoy, bizim kendilerine gösterdiğimiz ilgiyi gölgede bırakan bir ilgi ve alaka ile bizi karşıladılar. Elazığ vilayetinin yetiştirdiği bu mümtaz şahsiyetlerin mihmandarlığı ile Elazığ ilinin tarihi ve kültürel miraslarını gezme fırsatı bulduk.

Üç gün içerisine sıkıştırılan yoğun program içerisinde toplantılardan gezilere, panellerden şiir akşamına kadar bir sürü zengin etkinlik ile Elazığ’da kültürel nefes alma imkânını yakaladık. Birbirinden güçlü ve kaliteli şair ve yazarlar ile sohbet ortamlarında konuşmanın hazzını yaşadık. Türkiye’nin çeşitli yörelerinden Elazığ’a akan edebiyat dergilerinin değerli yöneticileri ile tanışarak durum değerlendirmesi yapma fırsatı bulduk.

Elazığ ilinin kültürel havasının yanına bu etkinlikleri de dâhil edince ortaya muazzam bir tablo çıktı. Şehir bir bütünlük içerisinde kenetlenmiş bir vaziyette misafirlerini ağırlamanın ve şiir tadında bir organizasyonun gerçekleştirilmesi için uykusuz kalmayı göze alarak canhıraş olmanın yorgunluğunu yaşamadan en güzel misafirperverliği göstererek gelenlere eşsiz üç gün yaşattılar.

Elazığ valiliği, Elazığ belediyesi, Elazığ kültür müdürlüğü, sivil toplum örgütleri bir bütünlük içerisinde organizasyonu sahiplenerek profesyonel bir tablo ortaya çıkardılar.

Ben bu manzarayı gördükten sonra şiiri şiir tadında yaşamanın adresinin Elazığ olduğu kanısına vardım. Her ne hikmetse Elazığ iline intikalinizde zaten şehir size şiir gibi bir güzellik sunmakta ve aldığınız her nefeste şiirin kokusunu ve ruhunu yaşamaktasınız. Ayrıca Elazığ vilayetinin bir başka özelliği de şair, yazar sayısının çok fazla olması. Bu kadar şiirsel bir etkinlikte herhalde bunun olması da normal diye düşünüyorum. Velhasıl kelam ben şimdiden bir sonraki hazar şiir akşamlarının tarihini meraklı gözle bekliyorum. O havayı teneffüs etmek, şiiri yerinde yaşamak, şiirin başkentinde bulunmak özlemi ile beklemekteyim. Şimdi zamanın hızlıca geçmesini beklemekten başka bir dileğim yok. Mehmet Şükrü Baş, Mithat Yılmaz ve Muammer Aksoy gibi gül yüzlü insanları görmek adına Elazığ’da olmak ve Elazığ’ı yaşamak artık bir idealdir benim için. Saygılarımla…

***

İşte böyle aktarmış gözlemlerini bu sevgili kardeşimiz Sinan Yalçın.

Bizde güzelliğine doyamadığımız Gümüşhane’ye ve çok sevdiğimiz Gümüşhanelilere selam duruyoruz.

Ne mutlu bizlere ki böyle bir etkinlik yapmış ve böylesine gönüllerde yer etmişiz. Bu sıcak duygularından ötürü kendilerine teşekkürler ediyor başta sayın Belediye Başkanı olmak üzere tüm Gümüşhanelilere selam ve saygılarımızı gönderiyoruz.

***///***

Mehmet Şükrü Baş 02 Kasım 2007 Elazığ Nurhak Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder