31 Mayıs 2010 Pazartesi

VATANIMIN TOPRAĞI TEMİZDİR














MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
Gazeteci Yazar
Elazığ Nurhak Gazetesi Yazarı

















VATANIMIN TOPRAĞI TEMİZDİR

Kral Edward İstanbul’a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı’na yanaştı. Atatürk de rıhtımda O’nu bekliyordu. Deniz dalgalı idi ve kralın bindiği motor inip çıkıyordu. Kral rıhtıma çıkmak istediği bir sırada eli yere değdi ve tozlandı. O sırada Atatürk de Kral’ı rıhtıma almak üzere elini uzatmış bulunuyordu. Bunu gören kral bir mendille elini silmek istediği bir anda Atatürk:
—Vatanımın toprağı temizdir, o, elinizi kirletmez! Diyerek, Kral’ı elinden tutup rıhtıma çıkarıverdi. Enver Behnan

BÜYÜK ADAM ÖLÜNCE

Sene 1938, 10 Kasım...
İstanbul Üniversitesi’nde saat 9'u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş...
Bir alman profesör var, Hukuk Fakültesinde, o da duymuş, şaşırmış. Derse girsin mi, girmesin mi bir türlü karar veremiyor. O sırada aklına rektöre müracaat etmek gelir. Kalkar, yanına gider. Aralarında şu konuşma geçer:
— Efendim, mütereddidim. Acaba ne yapsam?
— Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu yapın.
İşte o zaman alman profesör kollarını iki yana sarkıtarak:
— Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki... Der.
(Yücebaş, Hilmi, Atatürk'ün Nükteleri-Fıkraları, Hatıraları, İstanbul, Kültür Kitapevi, 1963, Sh. 39)
Demek ki O yüce Allah böylesine büyük bir lideri sadece Türk Milletine reva gördüğü için vermiştir. Devam edelim.
CUMHURİYET
Atatürk, Mudanya yolu ile Bursa’ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kitlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmakta idi. Bir kadının, elinde bir kâğıtla Atatürk’e yaklaştığı görüldü. İhtiyar, zayıf bir kadındı. Ata’nın yolunu keserek titrek bir sesle:
— Beni tanıdın mı oğul? Dedi. Ben sizin Selanik’te komşunuzdum. Bir oğlum var; devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış Ne olur bir kere de siz söyleseniz.
Atatürk’ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı... Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle:
— Oğlunu almadılar mı? Dedi. Ben tavsiye ettiğim halde mi almadılar? Ne kadar iyi olmuş... Çok iyi yapmışlar... İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Atatürk adeta coşku dolu bir sesle:
— İşte Cumhuriyet'ten beklediğimiz netice... Diyordu.
Hulusi Köymen; Atatürk’ü Anmak Kitabından, s. 260
***
Bu günde ulu önderden üç konuyu sizlere sunmaya çalıştım. Sevgili okurlarım bizlerin ne kadar şanslı bir ulus olduğumuz böyle bir lidere sahip olmamızdandır. En büyük hatamızda böyle bir liderin getirdiği ilke ve inkılâplarına sadık kalamamamız ve onun izinden ayrılma gafletine düşmemizdir.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 23 Aralık 2006 Elazığ Nurhak Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder