MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
Gazeteci Yazar
Elazığ Nurhak Gazetesi Yazarı
ATATÜRK’ÜN BÜKÜLMEYEN BİLEĞİ
“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” komutu ile Türk ordusunu İzmir’e yönlendiren ve Yunan askerini İzmir’de denize dökerek Alsancak’ta dalgalanan Yunan bayrağını indirerek, göndere şehitlerimizin al kanları ile boyanmış şanlı bayrağımızı çeken Ulu Önder Atatürk’ün İzmir Çamdibi Atatürk Parkı içinde bulunan heykeline çirkin bir saldırı gerçekleştirildi. Olayda, Ulu Önder Atatürk'ün ve el ele tutuştuğu kız öğrencinin heykeli bileklerinden elleri koparılarak yerlere atıldı.
Bu çirkin olayda Atatürk’ün bileği ve eli kırıldı.
Kim yaptı, kimler yaptı, neden ve niçin yaptı belli değil.
Dünya devletlerinin bükemediği Ulu önder Atatürk’ün bileği acaba kimler veya hangi hain eller tarafından kırıldı?
Bu eylemi yapan veya yapanlar;
İngiliz miydi?
Fransız mıydı?
Yunan mıydı?
Ermeni miydi?
Rus muydu belli değil.
Malumumuz Türk olmadıklarıdır.
Yine bu hain eylemi yapanların adı;
Ahmet miydi?
Mehmet miydi?
Mustafa mıydı?
Hayır hayır! Bu isimdeki insanlar da böyle bir ihanette bulanamazlar.
Bunların adı olsa olsa Kirkor olur, Yorgo olur, Stelyo olur. Bilemediniz Coni olur.
Çünkü adı Ahmet olan, Mehmet olan, Mustafa olan ve damarlarında Türk kanı dolaşan hiç bir insan böyle bir oluşumun içerisinde yer almaz, arını, namusunu, vatanını, anasının, bacısının iffetini kurtaran bir kahramana bu çirkin saldırıda bulunmazdı.
***
O Atatürk ki Kurtuluş Savaşının her döneminde Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da gecesini gündüzüne katarak, karlar üzerinde aç susuz yatarak, 253 bin şehit vererek İzmir’i kurtarmıştır.
İzmir’in kurtuluşu vatanının kurtuluşu, Türk’ün istiklal ve hürriyetinin tescili olarak kabul edilmiştir.
İşte bu yüzden İzmir’in kurtuluşu arımızın, namusumuzun, kadın ve kızlarımızın iffetinin kurtuluşudur.
İzmir’in kurtuluşu insanlığımızın, onurumuzun, Türklüğümüzün kurtuluşudur.
Okuduğumuz ezanın, kıldığımız namazın kurtuluşudur.
Zira hürriyeti olmayan ülkelerin ibadetlerinin olması mümkün değildir.
Bakın ne diyor gönlü vatan aşkıyla yanan Dursun Elmas hocamız bir şiirinde:
Bayrak olmazdı gönderde
Çan çalardı minarede.
Baykuş öterdi camide
Atatürk'üm olmasaydı.
***
İşte bu şirin İzmir’imizde kendini bilmez bir meczup yedi düvelin bükemediği, yetmiş düvelin kıramadığı Ulu Önder Atatürk’ün büstündeki elini kırma ihanetini göstermiştir.
O el ki haçlı ruhunun paylaştığı bir ülkede atının üzerinde sağ işaret parmağıyla İzmir’i göstererek “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” komutuyla Türk’e vurulan prangayı parçalamış, bir ulusun şahlanışına zemin hazırlamıştır.
Siz gam çekmeyin sevgili Atam. Bir meczubun yaptığı çirkinliği bu yüce millete mal etmeyiniz. Bu millet büstünüzde de olsa kırılan elinizi her zaman ve her zeminde öpmeye hazırdır.
Çünkü o el kırılmak için değil, öpülmek için yaratılmıştır.
Çünkü o el hiçbir kahramana, hiçbir faniye nasip olamayacak zaferlere imza atmıştır.
Biz de bu yazımızı bir şiirimizle tamamlayalım.
Şeytan Deyip Taşlarım
*
Atama dil uzatan babam olsa haşlarım,
Bakmam gözü yaşına, şeytan deyip taşlarım.
Benim için mukaddes, vatan bayrak ve atam.
Ya aptaldır ya hain, bunlara dil uzatan.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 25 Şubat 2008 Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder