MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
ATATÜRK’ÜN DÜŞMANLARI
Atatürk cehaleti en büyük tehlike olarak görmüş olacak ki “En büyük tehlike cehalettir görüldüğü yerde ezilmelidir” diye buyurmuştur. Bu vecizede gösteriyor ki cehalet en büyük düşman olarak görülmelidir.
Ulu Önder Atatürk yıkılmış bir imparatorluğun enkazları arasında var olma mücadelesi veren bir milletin önüne düşerek kazma kürekle, kadını erkeği, genci yaşlısı ile bu cumhuriyeti kurduğu zaman sadece yedi düvelle savaşmamış içimizdeki karanlık beyinlerle de, cahil cühelalarla da savaşmıştır.
Eminim ki en çetin ve en zorlu savaşıda bunlarla yapılan savaşlarıdır. Çünkü bu savaş günümüze kadar süregelmiş cumhuriyet düşmanları her zaman ve her zeminde bu savaşı sürdürmüşlerdir.
***
Cehalet Ulu Önder Atatürk için ne kadar büyük bir tehlike ise Atatürk ve inkılâpları da cehalet için o denli büyük bir tehlikedir.
Cumhuriyetin özelliğini ve güzelliğini idrak edemeyecek yapıda olanlarında hedeflerinde her zaman Ulu Önder Atatürk ve onun ilke ve inkılâpları birer düşman olarak duracaklardır.
Çünkü!...
Atatürk’ü anlayacak kadar beyinleri olmayanlar, Atatürk ilke ve inkılâplarına karşı olanlar, kula kulluk yapma eğiliminde bulunan örümcek kafalılar hiç bir zaman cumhuriyeti, cumhuriyetin getirdiği özellikleri içlerine sindirmeyeceklerdir.
Tarihini coğrafyasını bilmeyen, Çanakkale’yi sadece bir şehir, Sarıkamış’ı sadece bir ilçe olarak kabul eden bir zihniyettin Atatürk’ü anlamaları, Atatürk’ü tanımaları zaten mümkün değildir.
Cumhuriyet dediğimiz ulviyetin bu günlere nasıl geldiğini de bilmeleri, anlamaları beklenmemelidir.
Bu zihniyette olanların Atatürk’ün yedi düvelli yaptığı savaş hakkında bilgi sahibi olmaları ve ona saygı duymaları elbette ki beklenemez
Zaten biz bunlardan böyle bir şey de beklemiyoruz.
***
Atatürk’ün manevi hatırasına bunların yaptığı zararlar yanında okumuş cahilleri de koyduğumuzda işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. O yüce insana o tarihin bir emsalini kaydetmediği kahramana saldırılar daha da çoğalıyor, daha da çirkinleşiyor. Bunların bazı söylemleri var ki toplumumuz tarafından Atatürk’e atılan en büyük iftira, yapılan büyük saygısızlık olarak kabul ediliyor.
Cumhuriyet tarihinde “Bizim Kâbe’miz Anıtkabirdir” diyecek kadar Atatürk’e düşmanca söylenen bir cümleyi duymak mümkün değildir. Her insan böyle bir cehaleti kolay kolay sergileyemez. Böyle bir söz Atatürk’ün manevi hatırasına, onun inançlarına yapılan en büyük hakarettir. Böyle bir sözü telaffuz etmek yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkenin insanlarına da yapılan büyük bir saygısızlıktır.
İşte bu iki zihniyet bir araya geldiğinde o yüce insan mezarında bile rahat bırakılmamaktadır.
Atatürk’ü sevmek onun ilkelerine bağlı kalmak vatanını ve milletini sevmekle ölçülmelidir.
Atatürk siyasete alet edilmemelidir.
***
Bir zamanlar bir üniversitemizde bir pofumuz Ulu önder Atatürk için “Kemalizm, ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder. Kemalizm medeniyeti çözücü bir süreçtir. AB sürecinde artık bizlere ‘Neden her yerde bu adamın (Atatürk) heykelleri, fotoğrafları var?’ diye soracaklar. Üstünü örtemezsiniz, bu mutlaka tartışılacaktır." Deme gafletini göstermişti.
Biz bunları görünce hayatında bir kitap, bir dergi okumamış Çanakkale’yi sadece bir şehir, Sarıkamış’ı sadece bir ilçe kabul eden cahillerden daha cahil olduklarını görüyoruz. İşte bunlar Atatürk’ü anlayacak beyinleri olmayan zavallı insanlardır.
Bunlar Atatürk’ün savaştığı yedi düvelden daha beter Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarıdır. Atatürk’e düşman olmak aydınlığa düşman olmak, hürriyete, cumhuriyete, medeniyete düşman olmak anlamındadır.
Ben bunlara acıyorum.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 13 Kasım 2009 Elazığ Nurhak Gazetesi
ATATÜRK’ÜN DÜŞMANLARI
Atatürk cehaleti en büyük tehlike olarak görmüş olacak ki “En büyük tehlike cehalettir görüldüğü yerde ezilmelidir” diye buyurmuştur. Bu vecizede gösteriyor ki cehalet en büyük düşman olarak görülmelidir.
Ulu Önder Atatürk yıkılmış bir imparatorluğun enkazları arasında var olma mücadelesi veren bir milletin önüne düşerek kazma kürekle, kadını erkeği, genci yaşlısı ile bu cumhuriyeti kurduğu zaman sadece yedi düvelle savaşmamış içimizdeki karanlık beyinlerle de, cahil cühelalarla da savaşmıştır.
Eminim ki en çetin ve en zorlu savaşıda bunlarla yapılan savaşlarıdır. Çünkü bu savaş günümüze kadar süregelmiş cumhuriyet düşmanları her zaman ve her zeminde bu savaşı sürdürmüşlerdir.
***
Cehalet Ulu Önder Atatürk için ne kadar büyük bir tehlike ise Atatürk ve inkılâpları da cehalet için o denli büyük bir tehlikedir.
Cumhuriyetin özelliğini ve güzelliğini idrak edemeyecek yapıda olanlarında hedeflerinde her zaman Ulu Önder Atatürk ve onun ilke ve inkılâpları birer düşman olarak duracaklardır.
Çünkü!...
Atatürk’ü anlayacak kadar beyinleri olmayanlar, Atatürk ilke ve inkılâplarına karşı olanlar, kula kulluk yapma eğiliminde bulunan örümcek kafalılar hiç bir zaman cumhuriyeti, cumhuriyetin getirdiği özellikleri içlerine sindirmeyeceklerdir.
Tarihini coğrafyasını bilmeyen, Çanakkale’yi sadece bir şehir, Sarıkamış’ı sadece bir ilçe olarak kabul eden bir zihniyettin Atatürk’ü anlamaları, Atatürk’ü tanımaları zaten mümkün değildir.
Cumhuriyet dediğimiz ulviyetin bu günlere nasıl geldiğini de bilmeleri, anlamaları beklenmemelidir.
Bu zihniyette olanların Atatürk’ün yedi düvelli yaptığı savaş hakkında bilgi sahibi olmaları ve ona saygı duymaları elbette ki beklenemez
Zaten biz bunlardan böyle bir şey de beklemiyoruz.
***
Atatürk’ün manevi hatırasına bunların yaptığı zararlar yanında okumuş cahilleri de koyduğumuzda işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. O yüce insana o tarihin bir emsalini kaydetmediği kahramana saldırılar daha da çoğalıyor, daha da çirkinleşiyor. Bunların bazı söylemleri var ki toplumumuz tarafından Atatürk’e atılan en büyük iftira, yapılan büyük saygısızlık olarak kabul ediliyor.
Cumhuriyet tarihinde “Bizim Kâbe’miz Anıtkabirdir” diyecek kadar Atatürk’e düşmanca söylenen bir cümleyi duymak mümkün değildir. Her insan böyle bir cehaleti kolay kolay sergileyemez. Böyle bir söz Atatürk’ün manevi hatırasına, onun inançlarına yapılan en büyük hakarettir. Böyle bir sözü telaffuz etmek yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkenin insanlarına da yapılan büyük bir saygısızlıktır.
İşte bu iki zihniyet bir araya geldiğinde o yüce insan mezarında bile rahat bırakılmamaktadır.
Atatürk’ü sevmek onun ilkelerine bağlı kalmak vatanını ve milletini sevmekle ölçülmelidir.
Atatürk siyasete alet edilmemelidir.
***
Bir zamanlar bir üniversitemizde bir pofumuz Ulu önder Atatürk için “Kemalizm, ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder. Kemalizm medeniyeti çözücü bir süreçtir. AB sürecinde artık bizlere ‘Neden her yerde bu adamın (Atatürk) heykelleri, fotoğrafları var?’ diye soracaklar. Üstünü örtemezsiniz, bu mutlaka tartışılacaktır." Deme gafletini göstermişti.
Biz bunları görünce hayatında bir kitap, bir dergi okumamış Çanakkale’yi sadece bir şehir, Sarıkamış’ı sadece bir ilçe kabul eden cahillerden daha cahil olduklarını görüyoruz. İşte bunlar Atatürk’ü anlayacak beyinleri olmayan zavallı insanlardır.
Bunlar Atatürk’ün savaştığı yedi düvelden daha beter Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarıdır. Atatürk’e düşman olmak aydınlığa düşman olmak, hürriyete, cumhuriyete, medeniyete düşman olmak anlamındadır.
Ben bunlara acıyorum.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 13 Kasım 2009 Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder