MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
Mehmet_sukru_bas@mynet.com
Mehmet_sukru_bas@mynet.com
Yıl 1915, aylardan Ocak. Yer Çanakkale. Denizde sayısız İngiliz ve Fransız filosu, karşıda İtilaf Devletlerinin, bir ulusu tarihten silmek, can damarı olan boğazlarını ele geçirmek adına bir araya gelmiş yarım milyondan fazla askeri gücü. Akif'in dediği gibi hayâsız bir akın, hayâsız bir ordu.
Yozgat Sorgun kazasının Karayakup Köyünden cepheye gelen Murat adındaki genç nefer, bölükteki tıbbiye öğrencisi Şükrü Beye anasına hitaben bir mektup yazdırıyor."Anacığım kardeşlerimi askere gönderirken başına kına yakma. Zabit Efendi bana sordu, cevap veremedim. Kardeşlerim de cevap veremeyip mahcup olmasınlar." Der ve bir de şiir ekler mektubuna…..
A N A
Çanakkale geçilir mi sandı küffar,
Bölük bölük buraya geldiler ana.
Son nefer de vurulup düşse toprağa,
Yine de geçilmez ki, bu belde ana.
Yalnız kınanın manasını bilemem,
Senden armağan, istesem de silemem.
İnandım ki ben, sağ olarak dönemem,
Şehitlik rütbesine hazırım ana.
Yaktığın bu kına durdukça başta,
Mustafa Kemal'ler de oldukça başta.
Düşman bin bölük olsa karşıki safta,
Üzülme geçilmez bu belde ana.
Kardeşimin başına yakma kınayı,
Belki bilemezler kınadaki manayı.
Karşımda küffar düşünemem sılayı,
Hakkın helal edesin, hakkını ana.
Bu mektup Murat'ın anasına gider. Ana bir okuryazar bulup oğluna şu cevabı yazar."Ey oğul, gözüm nuru Murat'ım! Zabit Efendiye selam söyle. Biz kurbanlık koçları kınalar öyle kurban ederiz. Sen dört kardeşin arasında kurbansın. Sen İsmail'sin (A.S.), sen orada şehit olacaksın inşallah. Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa ben de onun için senin saçlarını kınalayıp gönderdim." der ve o da mektubuna bir şiir ekler.
KINALI KUZUM
Ey oğul, ey Murat'ım, kınalı kuzum,
Şehit olmandır gönlümdeki son arzum.
Çanakkale "son kale" siper et seni,
İffetime yâd eli değemesin kuzum.
Varsın beklesin yavuklun da yolunu,
Bu yollarda şan, şeref beklenir kuzum.
Her cefaya her zaman hazır, nazırım,
İffetime yâd eli değmesin kuzum.
Kardeşinin başına yaktım kınayı,
İsmail gibi Hakk'ın emrinde kuzum,
Bu emirde Felah var, şan var, şeref var,
Onlar da şehitliğe, hazırdır kuzum.
Biz kurbanlık koçlara, kına yakardık,
İsmail'in aşkına, Hakk'a adardık.
Bu yüzdendir başına kınayı yaktık,
Bu vatana, bu yurda, kurban ol kuzum.
Bu mektup Murat'a gittiğinde, Murat'ın kınalı başı çoktan Allah'ına kurban gitmişti. O mübarek ananın duası kabul olunmuş, kınalı kuzusu Murat şehit olmuştu.
Bu mektupta dikkat çeken nedir gördünüz mü? Bir ananın oğlunu şehit olmak amacıyla askere göndermesi, onun şehitlik mertebesine erişmesini temenni etmesi ne mübarek bir temenni yarabbi, ne mübarek bir istek. Böyle anaların elleri öpülmez mi?
Bu Çanakkale Savaşı ki; 253.000 vatan evladının, kınalı kuzuların canları pahasına kazanılmıştı.
Çanakkale'yi geçilmez kılan bu mübarek analara ve bu mübarek şehitlerin cümlesine Allah'tan sonsuz rahmetler diliyorum.
Bu yazımı ve bu şiirlerimi bu vatanın nasıl ve ne şartlarla kurtarıldığının hala bilincine varamayan gaflet ve ihanet içinde olan bedbahtlara ithaf ediyorum.
***
Anne ve oğlunun şiirlerini yazan: Mehmet Şükrü Baş
***///***
Mehmet Şükrü Baş 25 Şubat 2006 Elazığ Nurhak Gazetesi
--------------------------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder