MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
BAĞIMSIZLIĞMIZIN KALBİDİR ANITKABİR
İnsanoğlu yaşadıkça başına neler geliyor, neler görüyor. Öyle olaylara şahit oluyoruz ki insanın kanı kuruyor, donup kalıyor.
Efendim, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, 14 Ağustos’ta Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacak. Ancak Ahmedinejad’ın Anıtkabir'i ziyaret etmek istemediği ortaya çıktı. Ahmedinejad’ın ziyaretiyle ilgili Türkiye ve İran makamları arasında yürütülen çalışmalarda ‘Anıtkabir krizi’ yaşandı. Türkiye tarafı, İranlı yetkililere Türkiye protokolleri uyarınca ziyaretin ‘resmi’ olması durumunda, Ahmedenijad’ın Ankara’ya gelmesi, Çankaya Köşkü’nde resmi törenle karşılanması ve Anıtkabir’e giderek Atatürk’ün mozolesine çelenk koyması gerektiğini bildirdi. (02.08.2008 Vatan)
GEL GÖR Kİ!
İran, bu şartları kabul etmedi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın kısa süre önce Bağlantısızlar Toplantısı nedeniyle gittiği Tahran’da yapılan görüşmelerde bu kriz ‘çalışma ziyareti’ formülüyle aşıldı. Buna göre Ahmedinejad, Ankara yerine İstanbul’a gelecek. Ahmedinejad, Cumhurbaşkanı Gül’le İstanbul’da buluşacak.
MEALEN
Türkiye, resmen bu Molla’ya taviz verecek.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan beri uygulanmakta olduğu resmi protokolünden vazgeçecek.
Ülkemizin Cumhurbaşkanı, İstanbul’a bir mollanın ayağına gidecek.
Türkiye bir molla uğruna yüz yıllık bir geleneğin dışına çıkarak Anıtkabir’i ziyaret etmeyecek, ettirmeyecek.
Türkiye bundan sonrası için ülkemize gelen her mollayı yerine göre ya İstanbul’da, ya Bursa’da ya da Konya’da ağırlayacak ve bu uygulama ile Anıtkabir ziyareti peyder pey protokolden çıkarılmış olacak veya böyle bir uygulamanın yolu açılacak.
Korkumuz budur!
Gidişat budur!....
Başka sayayım mı?
Benim damarlarımda kanım çekiliyor, başıma ağrılar düşüyor.
Ağlamak istiyorum!
***
Eğer ki o molla’nın Anıtkabir’e çıkmaması için Türkiye Cumhuriyeti yüz yıllık geleneğinden vazgeçer, mollayı İstanbul’a getirir ve Atatürk’ün Çankaya’sında oturan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı o mollanın ayağına giderse kahrolurum, üzülürüm, yanarım.
Umarım bu ülkenin kurtuluşunu ve bağımsızlığını Atatürk’e borçlu olduğunu düşünen her insan, yine umarım ki Atatürk’ün bu ülke için yaptığı kahramanlıklara, onun büyük devlet ve siyaset adamlığına inanan her akl-ı selim insan da en az benim kadar üzülecektir.
Bu duyarlılığı göstermeyenlere “bunda ne var” diyenlere zaten sözümüz yoktur.
***
Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanıma sesleniyorum:
Ne olur, bu ulusal davada o mollanın ayağına gitmeyiniz.
Siz koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanısınız. Türkiye’yi resmi olarak ziyaret eden her başkan ve her liderin ağırlanacağı tek yer Ulu Önder Atatürk’ün, dolayısıyla Türk milletinin gönlündeki Çankaya Köşküdür. Bu millet sizi de o köşke layık görmüş, o köşke sahip kılmıştır..
Hal böyle olunca yüz yıllık tarihi geleneğimizin, örf ve ananemizin vebali de sizin omuzlarınızdadır. Geleneğimizi göreneğimizi ne olur ayaklar altına aldırmayınız.
Bu gerçeğin altı iyice çizilmelidir ki; o adamın ziyaret etmemek için bin bir türlü hile-i şer yolunu deneyerek gitmek istemediği Anıtkabir, bir ulusun kurtarıcısı olan, bir ulu çınarın yattığı yerdir.
O Anıtkabir ki! bağımsızlığımızın, istiklal ve hürriyetimizin kalbidir.
***///***
Mehmet Şükrü Baş///12 Ağustos 2008///Elazığ Nurhak Gazetesi
Efendim, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, 14 Ağustos’ta Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacak. Ancak Ahmedinejad’ın Anıtkabir'i ziyaret etmek istemediği ortaya çıktı. Ahmedinejad’ın ziyaretiyle ilgili Türkiye ve İran makamları arasında yürütülen çalışmalarda ‘Anıtkabir krizi’ yaşandı. Türkiye tarafı, İranlı yetkililere Türkiye protokolleri uyarınca ziyaretin ‘resmi’ olması durumunda, Ahmedenijad’ın Ankara’ya gelmesi, Çankaya Köşkü’nde resmi törenle karşılanması ve Anıtkabir’e giderek Atatürk’ün mozolesine çelenk koyması gerektiğini bildirdi. (02.08.2008 Vatan)
GEL GÖR Kİ!
İran, bu şartları kabul etmedi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın kısa süre önce Bağlantısızlar Toplantısı nedeniyle gittiği Tahran’da yapılan görüşmelerde bu kriz ‘çalışma ziyareti’ formülüyle aşıldı. Buna göre Ahmedinejad, Ankara yerine İstanbul’a gelecek. Ahmedinejad, Cumhurbaşkanı Gül’le İstanbul’da buluşacak.
MEALEN
Türkiye, resmen bu Molla’ya taviz verecek.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan beri uygulanmakta olduğu resmi protokolünden vazgeçecek.
Ülkemizin Cumhurbaşkanı, İstanbul’a bir mollanın ayağına gidecek.
Türkiye bir molla uğruna yüz yıllık bir geleneğin dışına çıkarak Anıtkabir’i ziyaret etmeyecek, ettirmeyecek.
Türkiye bundan sonrası için ülkemize gelen her mollayı yerine göre ya İstanbul’da, ya Bursa’da ya da Konya’da ağırlayacak ve bu uygulama ile Anıtkabir ziyareti peyder pey protokolden çıkarılmış olacak veya böyle bir uygulamanın yolu açılacak.
Korkumuz budur!
Gidişat budur!....
Başka sayayım mı?
Benim damarlarımda kanım çekiliyor, başıma ağrılar düşüyor.
Ağlamak istiyorum!
***
Eğer ki o molla’nın Anıtkabir’e çıkmaması için Türkiye Cumhuriyeti yüz yıllık geleneğinden vazgeçer, mollayı İstanbul’a getirir ve Atatürk’ün Çankaya’sında oturan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı o mollanın ayağına giderse kahrolurum, üzülürüm, yanarım.
Umarım bu ülkenin kurtuluşunu ve bağımsızlığını Atatürk’e borçlu olduğunu düşünen her insan, yine umarım ki Atatürk’ün bu ülke için yaptığı kahramanlıklara, onun büyük devlet ve siyaset adamlığına inanan her akl-ı selim insan da en az benim kadar üzülecektir.
Bu duyarlılığı göstermeyenlere “bunda ne var” diyenlere zaten sözümüz yoktur.
***
Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanıma sesleniyorum:
Ne olur, bu ulusal davada o mollanın ayağına gitmeyiniz.
Siz koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanısınız. Türkiye’yi resmi olarak ziyaret eden her başkan ve her liderin ağırlanacağı tek yer Ulu Önder Atatürk’ün, dolayısıyla Türk milletinin gönlündeki Çankaya Köşküdür. Bu millet sizi de o köşke layık görmüş, o köşke sahip kılmıştır..
Hal böyle olunca yüz yıllık tarihi geleneğimizin, örf ve ananemizin vebali de sizin omuzlarınızdadır. Geleneğimizi göreneğimizi ne olur ayaklar altına aldırmayınız.
Bu gerçeğin altı iyice çizilmelidir ki; o adamın ziyaret etmemek için bin bir türlü hile-i şer yolunu deneyerek gitmek istemediği Anıtkabir, bir ulusun kurtarıcısı olan, bir ulu çınarın yattığı yerdir.
O Anıtkabir ki! bağımsızlığımızın, istiklal ve hürriyetimizin kalbidir.
***///***
Mehmet Şükrü Baş///12 Ağustos 2008///Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder