MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
YA ALLAH…BİSMİLLAH…ALLAHUEKBER
26 Ağustos Cuma günü sabahı çadırından çıkan Alp Arslan Romen Diyojen komutasındaki Bizans Ordusunun Malazgirt Ovası’na yayıldığını ve çadırlar kurduğunu görüyor. Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan savaşı önlemek için Romen Diyojen’e teammüller gereği elçiler gönderiyor. Romen Diyojen Selçuklu Padişahının, görkemli ordusundan korktuğu için böyle bir istekte bulunduğu varsayımı ile talebi reddediyor ve elçileri de huzurundan kovuyor.
Düşman ordusunun kendi ordusundan 3–4 kat fazla olduğunu gören Hükümdar savaştan sağ olarak çıkma ihtimalinin zayıf bir ihtimal olduğunu düşünüyor ve töre gereğince kefene benzeyen bir giysi giyiyor. Mahiyetindekilere "Nerede şehit olursam beni oraya gömün" diye vasiyet ediyor.
"Aylardan Ağustos, günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah...Bismillah... Allahuekber"
O gün Müslüman’ın bayramı kabul edilen mübarek cuma günüydü. Sultan Alpaslan ordusunun başına geçti Kur’an’da zafer vaat eden ayetleri okudu.Namaz vakti gelmişti yanık sesli müezzinin okuduğuezan-ı Muhammediye Malazgirt ovasını inletiyordu. Sultan ordusuna cuma namazını kıldırdı, namaz sonunda kır atına bindiği gibi düşman üstüne şaha kaldırdı. Bunu gören komutanları, askerleri atlarına bindiler. Sultanlarının ardı sıra yalın kılıç cenge girdiler. Koca ovayı “Ya Allah… Bismillah… Allahuekber” nidalarıyla inlettiler. Sayıca kendilerinden çok üstün bir gücü akşamın karanlığı basmadan Malazgirt Ovası’na gömdüler.
Yeni bir şevk ile gürledi gökler/// Ya Allah...Bismillah... Allahuekber,
Can verdiler, nam aldılar ve Anadolu kapısını ilelebet bu millete açtılar.
Artık Anadolu Türklerindi. Anadolu’nun tapusu Türklerin elindeydi.
***
Aylardan Ağustos, günlerden Cuma |
|
Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu bu zaferi işte bu dizelerle destanlaştırıyor. *** Bugün bu zaferin 939. yıldönümü kutlanmaktadır. Şehitlerimizin mübarek kanlarıyla sulanan bu mübarek topraklar üzerinde hamdüsenalar olsun ki ay-yıldızlı bayrağımız dalgalanmaktadır. |
İşte bugün Türkiye Cumhuriyeti, cumhurbaşkanı başta olmak üzere başbakanıyla, bakanlarıyla bütün siyasi çekişmelerin dışında kalarak muhalefetiyle, askeriyle, siviliyle bu şanlı zaferi bu ovada kutlamalıdırlar. Alpaslan’dan devraldıkları Anadolu tapusunu öperek başlarına koymalıdırlar. Çünkü bu tapu hisseli bir tapu değildir. Bu tapu koca Türk Milletinindir. Bu tapunun bedeli de şühedalarımızın kanlarıyla ödenmiştir. Biz deriz ki!... Bu tapuda vatan olmak var, devlet olmak var, hür ve bağımsız olmak var. Biz deriz ki!..Bu tapuda şan var, şeref var. Bu tapuda atalarımın mezar taşları var. Bu nedenle bu tapu bayrak kadar, sancak kadar, din kadar, iman kadar kutsal ve mübarektir. Biz deriz ki!... Bu ülkede gözü olan her gafilin, her cahilin, her hainin bunu böyle bilmesi ve böyle düşünmesi gerekir. ***///*** 25 Ağustos 2010 Malatya Hakimiyet ve 26 Ağustos 2010 tarihli Elazığ Nurhak Gazetelerinde yayınlanmıştır. |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder