Emniyet Müdürümüz Sn.Fahrettin Coşkun'la
MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
BEREKETLİ BİR İFTAR YEMEĞİ
20 Ağustos günü telefonum çalıyor.
Bakıyorum Emniyet Müdürlüğünden Basın Danışmanı Mehmet Göz. Şükrü Abi diyor “Sayın Müdürümüzün bu akşam bir iftar yemeği var sizi de bekliyoruz” diyor.
Emniyet Müdürlüğümüzden her Ramazan’da böyle bir davet alırım. Her defasında da hüzün dolarım. Bilirim ki bu davette şehit babaları var, şehit anaları, şehit bacıları var. Gazilerimiz var.
Memnuniyetle diyor, telefonumu kapatıyorum
***
Akşama yakın yine telefonum çalıyor. Bu kez gazetemiz sahibi Rıdvan Kaya “Şükrü abi yemeğe gelecek misin” diyor, “evet” diyorum öyleyse hazırlan seni evden alayım diyor. Ve birkaç dakika sonra yola koyuluyoruz.
Polis evi Sevgi Bağlarına vardığımızda güler yüzle, sevgiyle karşılanıyoruz. Emniyet Müdürümüz konuklarını o kadar samimi bir ortamda o kadar içtenlikle karşılıyor ki bu sevgi bu misafirperverlik karşısında duygulanmamak mümkün değil. Sayın Müdürümüz misafirleriyle bire bir ilgileniyor, onların hal ve hatırın soruyor, gönüllerini alıyordu.
Sayın Müdürümüzün bu hareketi devlet ile milletin kaynaştırılmasında önemli bir hizmetti. Hele bu hizmet bu ülkeye hizmet edenlere, bu yolda can verenlere, bu yolda bedel ödeyenlere yapılıyorsa daha büyük bir anlam ifade ediyor, daha da büyük bir itibar kazanıyordu.
***
Beş yüz’ün üzerinde bir kalabalık vardı. Şehrin valisi, şehrin müftüsü ile basınımızın önde gelen isimleri vardı. Tabi her zaman olduğu gibi evlatlarını lanet teröre veren şehit anaları, şehit babaları, şehit bacıları vardı. Bir elini, bir ayağını girdiği çatışmada kaybeden şerefli gazilerimiz ve onların yakınları vardı. Onlarla bir masadaydık. Ben, gazetemiz sahibi Rıdvan Kaya gazeteci ve ressam Kemal Ergün Aslan ağabeyimiz ile gazeteci Mahmut Nacar kardeşimizle birlikte aynı masayı paylaşıyorduk. Masamızda bir şehidimizin anası, babası ve kız kardeşi vardı Gözümüzü onlardan ayıramıyorduk. Yaralarımız depreşmesin diye şehitlerimizden de gazilerimizden de bahsedemiyor tabiri caizse hissiyatımızı içimize akıtıyorduk. Dereden tepeden konuşarak iftar vaktine eriştik.
Masalarda Halil İbrahim bereketi vardı. Yemekler yenmekle bitmiyor gibiydi. Çünkü burası gerçekten Halil İbrahim sofrasıydı. Sofralarda vatan sevgisi vardı, bayrak sevgisi vardı. Burada Nebiler Nebisi Yüce Peygamberimize komşu olan şehitlerimizin yakınları vardı.
***
Derken yemekler yenildi.
Sayın Müftümüz Ömer Kocaoğul her zaman olduğu gibi bu akşamda özellikle şehitlerimize ve gazilerimize hitap eden duygu yüklü duasıyla gönül tellerimizi titretmeyi başarmıştı. Ellerimizi açtık gönlümüzün derinliklerinden gelen dualarımızı şehitlerimizin aziz ruhlarına hediye eyledik.
Böylelikle bereketli bir iftar yemeğinin de sonuna geldik.
Emniyet Müdürümüz bütün ekibi ile birlikte özellikle Emniyet Amiri Kazım Taşbaş ve Basın Danışmanı Mehmet Göz’ün kusursuz biri şekilde yerine getirdiği ev sahipliği bir kurumun amiri ile memuru ile nasıl büyük bir güç haline geldiğini gösteriyordu. Böyle bir ortamda Sayın Müdürümüz misafirlerini uğurluyor, şehit yakınları ve gazilerimizin gönüllerinde hiç çıkmamak üzere yer alıyordu.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 23 Ağustos 2010 Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder