MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
mehmet_sukru_bas@mynet.com
HZ.MEVLANA - YUNUS EMRE
VE BİZİMKİLER
Internet denilen icat hakikaten 21. Asrın bir mucizesi 1273 yılında hayata gözlerini yuman Mevlana Hazretlerinin insanlığa ışık tutan sözlerinden tutunuzda;
“Ben gelmedim kavga için benim işim sevgi için” diyen Yunus Emre’den…
Bir de “Orada günahım kadar sevmediğim gazeteci bir insan var” diyerek Yunus’un “Yaratılanı severim, Yaratan’dan ötürü” tezini çürüten günümüz insanlarını bir arada değerlendirmemiz onların engin fikirlerinden istifade etmemiz mümkün.
Gelin birlikte kulak kabartalım Mevlana Hazretlerinin şifa saçan sözlerine.
***
“— Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
— Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazeretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş.
— Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
— Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
— Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar
— Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
— Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
— Zahidin kıblesi, lütuf, kerem sahibi Allah'tır. Tamahkârın kıblesi ise altın torbası.
— Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
— Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.
— Oyun, görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır.
— Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
— Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
— Çayırlıktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayırt edilir.
— Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu, miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.
— Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
— Kötü nefis, yırtıcı kuştur.
— Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
— Mumundur karanlık veren sana. Anlatırdım bunu ama gönlünün beli kırılıverir. Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez.
Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.
— İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir.
— Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
— Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra
— Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
— Doğruluk, Musa'nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.
— Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek Allah'ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.
— Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyveler aşağı doğru çeker. Meyvasız bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur.
— Dert, insana yol gösterir.
— İman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır.
— İki canlı kuşu birbirine bağlasan, dört kanatlı oldukları halde uçamazlar, çünkü ikilik mevcuttur.
— Cübbe ve sarık ile âlimlik olmaz. Âlimlik, insanın zatında bulunan bir hünerdir.
— Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak, peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kâse tutacakmışım?
— Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun.
— Herkes güneşi görebilseydi, güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı? “ diyor.
***
İşte bu sözleri söylüyor, gönüller sultanı Mevlana Hazretleri. Bu kadar özdeyişi arasında hiçbir yerde bir başkası için “Onu günahım kadar sevmem” demiyor.
Yine “Anadolu Yunus’tur” diyerek onu Anadolu’ya mal ettiğimiz Yunus Emre “Yaratılanı severim yaratandan ötürü” dilor ama o da Mevlana Hazretleri gibi hiçbir canlıya “Günahım kadar sevmem” demiyor.
Günümüze geldiğimizde bu sözleri söyleyen gönül sultanlarının tam aksine bir gazeteci için bir siyasetçimiz bütün bu tezleri çürütürcesine “Onu günahım kadar sevmem” diyerek bize söyleyecek söz bırakmıyor.
Ne diyelim Allah sonumuzu Hayır eylesin.
***///***
Mehmet Şükrü Baş Malatya Hâkimiyet Gazetesi
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder