23 Temmuz 2010 Cuma

KARAKOÇAN'DA BİR GÜN (2)













































Mehmet Şükrü
BAŞ























KARAKOÇAN’DA BİR GÜN (2)

(Dünden devam)

***

Belediye Başkanı Sayın Nurettin Aslan’ın dediği gibi Karakoçan hızla değişen bir konumda. İlçe girişinde başlayan geniş ve düzgün caddesi ile, modern binaları ile, park ve bahçeleri ile, çeşit çeşit iş yeri ve mağazaları ile şehirleşme yolunda ilerleyen, sürekli büyüyen ve gün geçtikçe gelişen bir ilçe. Otuz iki bine yaklaşan toplam nüfusu ile bir şehir büyüklüğüne ulaşmış modern bir ilçe.

Araçlarımız ilçenin hemen girişinde bulunan yüzme havuzlu düğün salonunda duruyor. Burayı gördüğümüzde şaşırmadık dersek yalan olur. Bir ilçede bu kadar düzgün, bu kadar büyük ve bu kadar modern bir yapının oluşu haliyle görenleri şaşırtıyordu.

Kaymakamız Cengiz Ünsal, Belediye Başkanımız Nurettin Aslan, Emniyet Müdürü M.Barış Özcan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman Bulut, Halk Eğitim Müdürü Fikri Kılıç, Karakoçan Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı gönlü gani insan Ahmet Yıldız bu derneğin değerli üyeleri ve bizler bu nezih mekânda öğlen yemeği yiyoruz. Her şey yemekler kadar nefis, her şey çok güzel. Mekânın ortasında yer alan yüzme havuzu Karakoçanlı gençlerle dolu. Buraya deniz getirilmiş gibi.

***

Gençlerin rahatını kaçırmamak için yeniden araçlara doluşuyor Sayın Başkanın bahçesine gidiyoruz. Başkan Bey bizi her türlü meyvelerin olduğu yeşillikler içerisindeki ferah bahçesinde ağırlıyor.

Kardeşimiz Bedrettin Keleştimur buraya da kamera ve kameramanları ile birlikte gelmiş. Masalar kuruluyor, kablolar çekiliyor ve TV. programı başlıyor. Sayın Başkan Karakoçan’ın asli meselelerini masaya yatırıyor, basın aracılığı ile Elazığ’dan üniversite bazında, valilik ve belediye bazında, sivil toplum örgütleri bazında buraya destek verilmesini, aradaki uzunca mesafenin yakınlaştırılmasını istiyordu.

İkinci konuşmacı Karakoçan Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ahmet Yıldız da dernekleri hakkında bilgiler veriyor. Derneklerinin 2003 yılında kurulduğunu, 350 civarında üyelerinin bulunduğunu, kuruluş amaçlarının Karakoçan’a hizmet olduğunu vurguluyordu.

Netice olarak Karakoçan ilçemizin yapısal ve ekonomik durumu yerinde görülüyor, eksiklikler dile getiriliyor, yapılması gerekenler sıralanıyordu.

Bizim buradaki gözlemlerimizde Karakoçan’ın kaymakamlığı ile belediyesi ile sivil toplum kuruluşları ve bürokrasisi ile el ele gönüle bir hizmet yarışında olduklarıdır.

Biz bu ilçemizin kendisini daha iyi bir platformda tanıtması için Kolan Kaplıcaları gibi bir zenginliğini de ön plana çıkararak tanıtım aşamasına girmesinde yarar görüyoruz. Bu şiir etkinlikleri olur, çeşitli adlarda festivaller olur. Olur da olur. Bir başka husus da Elazığ’da yayın yapan yerel televizyonlarının yayınlarını buraya kadar götürmeleridir. Bu işlem de yapıldığında Elazığ’la Karakoçan daha da bütünleşecek, reklâmları ile ticareti ile eğitim ve kültürü ile daha da yakınlaşacaktır.

***

Çaylar yudumlanıyor, meyveler yeniliyor, sıra saz ve söz ustalarına geliyor. Şairlerimiz şiirlerini okuyor, yazarlarımız görüşlerini açıklıyor, mızrap tele dokunuyordu. Tam bu sırada Sayın Kaymakamımız yeniden bizlere katılma inceliğini gösteriyor. Paşa Demirbağ, Hasan Öztürk, Ali Öner, Fethi Açıkgöz ve oğlu ile Karakoçanlı genç İlhami Yaşa udu ile yerlerini alıyorlardı.

Musikimizin medarı iftiharı Hasan Öztürk okuduğu (kürdi hoyratı) ile tabiri caizse bülbülleri susturuyor. Akabinde koronun okuduğu “Dağlar Dağımdır Benim” türküsünden sonra musikimizin duayeni Paşa Demirbağ “Kalemi kaşta koydun, gözümü yaşta koydun” türküsüyle gönül tellerimizi titretiyordu. Musikimizin değerli ismi Ali Öner’de “Mendilin işle yolla” akabinde “Malatya Malatya” türküleri ile programı noktalıyordu.

Damaklarda tat bırakan bir etkinliğin sonuna geldik. Vaktin akşama eriştiği veda anının geldiğini gösteriyordu. İzin istedik, helallik istedik, bu güzel insanlarla yeniden sarılıp sarmalaştık ve Elazığ’a hareket ettik.

Elveda Karakoçan, elveda bu ilçenin muhterem zevatı değerli yöneticileri. Bizler hep sizinleyiz, sizinle birlikte sizinle gönül gönüleyiz.

***///***

Mehmet Şükrü Baş 26 Temmuz 2010 Elazığ Nurhak Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder