6 Aralık 2010 Pazartesi

BÜYÜK MUCİZELER

MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

mehmet_sukru_bas@mynet.com

BÜYÜK MUCİZELER

Bugün gerek 67 senelik ömür güzergâhımızda gördüklerimiz, duyduklarımız gerek dini ve tarihi kitaplarda okuduğumuz, gerekse günümüzde bire bir yaşadığımız mucizelerden bahsedeceğiz.

Önce mucizenin ne demek olduğuna bakalım nedir mucize?...

Türk Dil kurumunda mucizenin tarifi şöyle yapılmaktadır.

Mucize: “Allah’ın izni ve emri ile yalnız peygamberlerin gösterdiği, özellikle peygamberlere karşı çıkanları ikna etmek, iman etmeyenlerin iman etmelerini sağlamak, inanların imanını güçlendirmek amacını taşıyan olağan üstü işler, hareketler, haller, insanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olaylar” olarak tarif edilir.

İşin özetinde mucizelerin peygamberlere mahsus bir oluşum olduğu gerçeği yatar. Bu çerçevede din kitaplarında Hz. Musa’nın dokuz adet olağan üstü mucizesine şahit oluyoruz. Bunlardan birisi asasının ejderha oluşu, birisinin de denizi ikiye ayırmasıdır.

***

Peki günümüzde Hazreti Musa’ya Cenabı Allah tarafından verilen bu tabiat üstü mucizelerinin yanına konulacak başka bir mucize yok mu?...

Şimdi birileri “Behey adam hem mucizelerin peygamberlere mahsus olduğunu hem de günümüzde yaşanan mucizelerden bahsediyorsun, olur mu öyle şey? Diyebilirler.

Olur, olur, bal gibi olur.

Günümüzde boşta gezenlerin ayakta kalması asgari ücretlilerin yaşaması mucize değil de nedir?....

Hem de öyle ufak tefek mucizelerden değil bayağı büyük mucizelerdir.

***

Cenab-ı Allah Asgari ücretliye Hz. Musa’nın asasından bir asada vermediğinden gelin bunların bu mucizeyi nasıl gerçekleştirdiklerine bakalım.

Kimilerine göre kişi başına gayri safi milli hasının 15 bin liraya çıktığı, kimilerinin de lale devrini yaşadığı ülkemizde asgari ücretin kaç lira olduğuna bakalım.

Asgari ücret 18 yaşından büyükler için aylık 680 liradır. Yani dört kişilik bir ailenin geçimine yetecek miktar olarak belirlenen paradır. Bu parayla dört kişilik aile….

Ev kirası verecek, (kulübede otursa 300 lira)

Isınacak, odun, kömür yakacak, doğalgaz ve tüp gaz kullanacak ki şu anda bir mutfak tüpü 60 TL. dir.

Eğitimine, sağlığına, giyimine, kuşamına bakacak.

Okutabiliyorsa çocuk okutacak. Çocuklarının defterini, kalemini, çantasını alacak beslenme çantasına bir şeyler koyacak.

Elektrik, telefon ve su giderlerini karşılayacak bunları karşılarken devletine KDV verecek, tüketim vergisi verecek.

Otobüse, metroya lüzumuna göre taksiye binecek,

Getirebilirse sofrasına üç övün yemek getirecek.

Çocuklarına bayramdan bayrama da olsa et yedirecek.

Bütün bunları yaparken de ola ki hastalanmayacak dahası ölmeyecek.

İşte asıl mucize budur.

***

Çünkü bu devirde arkanda dayın Ankara’da partilin yoksa elinde Hz. Musa’nın asası da olamayacağına göre yandı gülüm keten helva. İşi zordur asgari ücretlinin, işi de zordur yaşaması da…

Yazımızı Başbakanımızın sık sık telaffuz ettiği Mahsuni Şerif’in ‘Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana şiiriyle bitirelim.

*

Mevla’m gül diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı?
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı?

Milletin sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana?
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi?...

***

Sözlenecek biri şey yok değil mi?

İşi ve aşı olmayan insanlarımızı saymıyoruz onlar “Örtün ki ölem” tabakasından siz bir an kendinizi bir aylığına dört nüfuslu asgari ücretli bir ailenin yerine koyunuz. O zaman ayakta kaldığınızın ne büyük bir mucize olduğunu anlayacaksınız.

***///***

Bu yazı 07 Aralık 2010 tarihinde Elazığ Nurhak ve Malatya Hâkimiyet Gazetelerinde yayınlanmıştır. Mehmet Şükrü Baş





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder