28 Aralık 2010 Salı

SARIKAMIŞ





















































MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

Mehmet_sukru_bas@mynet.com

SARIKAMIŞ

Gazi dedem Lotoğlu Yakup Ağa'ya
***

Dedem anlatıyordu, ak saçlı gazi dedem,
Sarıkamış'ta gazi, Rusya'da esir dedem.

*
Derdi – ‘Oğul Sarıkamış neredir bilir misin?’
Ölüm kalım savaşı nicedir bilir misin?
*
Yıl bin dokuz yüz on dört, yirmi iki Aralık,
Sırtımızda bir yazlık, ayağımızda çarık.

*
Tahin yok, taam yok, ot bulsak ot yiyeceğiz.
Her dudakta bir tevhit inandık öleceğiz.
*
Yüz elli bin Mehmet, yüz elli bin çıplak nefer,
Karşıda Rus askeri, arkada Ermeniler.
*
Allahüekber Dağı, buzullarla kapalı,
Güneyde Dumanlı dağ, pare pare dumanlı.

*
Acımasız bir kış bu, dünya dondu donacak,
Ne bilsin Mehmet, bu yer ona, mezar olacak.

*

Kelime-i Şahadet dudaklarda son hece

Akıl dondu, fikir dondu, bu nasıl bir gece?

*
O gece sabaha kadar kar, yağdı da yağdı.
Yüz elli bin Mehmet'ten kırk bini ancak sağdı.

*

Sabah ezanı o gün, bir Harputlu okudu

Tabiat ilmik ilmik kardan kefen dokudu

*

Kalanlarda sakattı, yarım adam oldular,
Onlar ki bölük bölük, Rus'a esir oldular.
*
Kangren olmuştu dizim, daha sonra kestiler,
Götürdüler Rusya'ya, orda esir ettiler.

*
İşte o zaman dedim 'Keşke ben de ölseydim.'
Bunca yıl esareti, yaşayıp görmeseydim.
*
Bağlayıp da bizleri bir kampa götürdüler,
Kahpe Rus seyreyledi, Ermeniler dövdüler.
*
Ne olurdu o gün Mustafa Kemal olaydı,
Her halükârda Atam vatanı kurtaraydı.

*
Boş yere demediler oğul, ona Atatürk,
O büyük asker, o bir dahi, o en büyük Türk

***///***

Not: Bu şiir gördüğüm lüzum üzerine pek çok gazete ve dergilerde yayınlandıktan sonra bu halini almıştır.

Yaptığım değişiklikten ötürü okurlarımdan özür dilerim.

Mehmet Şükrü Baş-Elazığ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder