15 Aralık 2010 Çarşamba

ZAVALLI SERAP





MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

mehmet_sukru_bas@mynet.com

ZAVALLI SERAP

Dünya üzerinde varlığını sürdüren her ülkede yasalar toplumun varlığını sağlıklı, güvenli ve huzur içerisinde idame edebilmeleri için çıkartılır. Çıkartılan bu yasalarla vatandaşın hak ve hukuku korunur.

Amaç hakk’ı sahibine teslim etmek, hukuku işletmek, adaleti yerine getirmektir.

Yasalar bunun için vardır.

***

Serap Eser’in dramını bilirsiniz.

Serap Eser 08 Kasım 2009 tarihinde dershaneden çıkmış evine gidiyordu. Bindiği otobüs Küçükçekmece’ye geldiğinde kalbinde ve ruhunda insanlığa ait ne varsa sökülüp alınmış, beyni ve ruhu ihanetlerle donatılmış caniler tarafından atılan Molotof kokteyli ile bindiği otobüsün içerisinde alevler arasında kalıyordu. Serap koltuğu altındaki kitaplarını bırakmadan bu cehennemde yaşam savaşı veriyor, vücudunun yüzde kırkı yanıyordu. Molotoflu saldırıda yüzü, eli ve bacakları yanan Serap Eser, hastanede 29 gün yaşam mücadelesi vermiş ancak körpe vücudu bu acıya daha fazla dayanamadığından ömrünün baharında hayata veda etmişti…

Serap’tan geriye Serap’a ait bir şiir kaldı…

“Güneş batınca fark ettim,

Bütün hayallerim caddeye uzanmış,

Tüm doğru bildiklerim asfalta akmış,

Hepsi "SERAP” mış”

***

Serap’ın ölümüne bir Türkiye ağlamıştı. Sadece hayvanlar ve hayvan ruhunu taşıyan cani ruhlu insanlar ağlamamıştı. Çünkü toplum Serap’ı kucaklamış onun acısını yüreğinde yaşar olmuştu.

Toplumun yaşadığı bu acıyı ne dindirecekti?.

Yasalar!..

Yasalar suçlu ve suçluları yargılayacak onlara vereceği ceza ile Serap’ın kanını yerde bırakmayacaktı. Bu işlem yapılırken de toplum kendisini koruyan bir yasanın varlığından güven duyacak, kendisini güvende hissedecekti.

Bütün beklentiler, bütün umutlar bu yoldaydı.

Ne acıdır ki böyle bir şey olmadı. Adalet yerini bulmadı.

***

Bir “Açılım Labirenti” içerisinde ne tarafa gittiği ve gideceği belli olmayan hükümetimiz çıkardığı bir yasa ile belediye otobüsüne molotof kokteyli atan o otobüsü yolcuları ile birlikte alev alev yakan bu canileri taş atan çocuklar yasası kapsamında değerlendirerek davalarının çocuk mahkemesine gönderilmesi kararlaştırdı.

Bu ne demektir biliyor musunuz?...

Bu canilerin işledikleri suçun karşılığı normal mahkemelerde ağırlaştırılmış müebbet cezası iken bu yasayla bu caniler çocuk mahkemesinde yargılanacak en kötü ihtimalle 18–24 yıl arasında hapis cezasıyla yargılanacak. Mahkûm olurlarsa “Taş atan çocuklar yasası” gereği yapılan indirimlerle üst sınırdan 8 yıl, alt sınırdan ise 4 yıl hapis yatıp kurtulacaklardır.

***

Bu nasıl bir yasa, bu nasıl bir adalet desek suç işleyeceğiz. Onun için demiyoruz ancak şunu diyoruz ki bu yasanın kabulünde “Kabul” oyu için havaya kalkan ellerden birisi bizim elimiz olsaydı bütün mukaddesatımla yemin ederim ki o eli kara bir taşın üstüne kor o eli param parça ederdim. Belki o zaman yüreğimde yanan ateşi bir nebze söndürür Serap’ın vebalini boynumda, elini yakamda hissetmezdim.

***///***

16 Aralık 2010 tarihli Elazığ Nurhak Gazetesi ile aynı tarihli Malatya Hâkimiyet Gazetelerinde yayınlanmıştır. B.Ş.Baş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder