MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
Mehmet_Sukru_bas@mynet.com
ON ÜÇ ŞEHİT GÖRÜŞÜNÜZE HAZIRDIR KOMUTANIM!
14 Temmuz 2011 günü Diyarbakır Silvan kırsalında hain bir saldırı sonucu 13 askerimiz şahadet şerbetini içti. Bu olay karşısında millet olarak çok üzüldük. Peki, üzülmekten başka ne yaptık?
Ne yaptığımızı Ekim 2008 tarihinde verdiğimiz 16 şehidimiz için 06 Ekim 2008 tarihinde aynı duygularla kaleme aldığım bir yazıyı okumanız yeterlidir sanıyorum.
İşte o yazı:
ON ALTI ŞEHİT GÖRÜŞÜNÜZE HAZIRDIR KOMUTANIM!...
- Astsubay Çavuş Hasan Önal (Eskişehir)
- Uzman Çavuş Cahit Yıldırım (Erzurum)
- Uzman Çavuş Selçuk Can (Osmaniye)
- Uzman Çavuş Hasan Aygör (Kırıkkale)
- Uzman Çavuş Onur Ilgın (Adana)
- Uzman Onbaşı Bahattin Erturhan (Sivas)
- Uzman Onbaşı Rasim Eser (Mersin)
- Çavuş İlhan Küçüksolak (Kocaeli)
- Onbaşı Muhammet Aydemir (Artvin)
- Er Hakkı Aran (Diyarbakır)
- Er Davut İlbaş (Siirt)
- Oktay Karakelle (Bayburt)
- Er Çağlar Mengü (İstanbul)
- Er Ramazan Yeşil (Antalya)
- Er Halil İbrahim Arılık (Denizli)
- …………
“Al bayrağa sarılı tabutlar içerisinde 16 kınalı kuzumuzun, 16 göz bebeği yavrumuzun, 16 Ocak umudumuzun körpecik bedenleri, sıcacık cesetleri görüşünüze hazırdır komutanım!”
***
Bu tekmili dün bütün Türkiye Başkomutanına verdi, Başbakanına verdi, Genel Kurmay Başkanına, İç İşleri, Dış İşleri Bakanlarına verdi. Milli Savunma Bakanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına verdi. Hayatının daha ilkbaharında kara toprağa verdiğimiz 16 kınalı kuzuların vebalinden, ülkenin birlik ve dirliğinden sorumlu olanlara verdi ve onlara dedi ki!
Yeter, yeter artık!...
Ne olacaksa olsun artık.
Daha neyi bekliyorsunuz?
Bıçağın kemiğe dayanmasını mı?
Oysa bıçak kemiğe çoktan dayandı. Kemiği geçti, gövdemize saplandı, bağrımıza saplandı.
***
Siyasi desteğini AB’nin, silah ve mühimmat desteğini ABD’nin, finoluğunu ve figüranlığını çapulcu başı Barzani’nin yaptığı şer ittifakının ihanetleri durdurulsun, dost düşman ayırımı yapılsın artık.
Yan gelip yatılmasın artık.
Böyle bir olay dünyanın hangi ülkesinde olsaydı o ülke bu gün ya savaşa girmiş veya seferberlik ilan etmişti.
Veya o ülkede, ülke yönetiminde bulunanlar askeri ile sivili ile çoktan istifalarını vermişti.
Bizde böyle bir olasılık var mı?
Yok!
Mutat söylemlerle işi götürme alışkanlığımız, “kanları yerde kalmayacak” söylemlerimiz, başsağlığı gezilerimiz bütün hızıyla devam ediyor.
Oysa ateşin düştüğü yerde alevler çoktan yükseldi. Dumanlar arş-ı Alaya çıkıyor. Bu yangını artık Fırat’ın azgın suları da söndüremiyor.
Kaldı ki hain belli, ihanet belli, yer belli, mekân belli.
Tetiği çeken kahpe, sırtını sıvazlayan el belli,
Daha neyi bekliyoruz?
Bıçağın gövdemize girmesini mi?
***///***
Mehmet Şükrü Baş 18 Ekim 20011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder