MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
19 MAYIS –II-
Ulu Önder Mustafa Kemal'in Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak Samsun'a çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919 günü müttefik işgal orduları namına hareket eden İngiltere'nin Karadeniz Ordusu kumandanı General Milen, Harbiye Nazırı Şakir Paşa'ya bir mektup gönderir. Mektupta şöyle denilmektedir.
" Devletlû Efendim Hazretleri,
Dokuzuncu Ordunun bir teşkilat icabı olarak lağvedildiği anlaşılmış iken Dokuzuncu Ordu'dan bir müfettişin bu orduya mensup bir heyeti ile Sivas'a gitmeleri hayretimize mucip olmuştur. Bu konuda bilgilendirilmemiz gerekmektedir. Bu hususta kendimi sorumlu gördüğümden bu heyetin Sivas'a ne maksatla gittiklerinin bildirilmesi istirham ederim. (Türkçeleştirilmiş şekli ile yazılmıştır)
Bu sorunun yani Ulu Önder Atatürk'ün bu tarihte Sivas'a neden gittiğinin cevabı bu günün resmi bayram statüsüne alınarak her yıl gururla kutladığımız 19 Mayıs bayramlarında verilmektedir.
Tarih l9 Mayıs 2006 yüce Türk milleti istiklaline hürriyetine demokrasisine kavuşturulmasını milli bayram olarak, Türk gençliği olarak, erkeği ile kızı ile genci, yaşlısı ile gönül rahatlığında gururla kutlamaktadır. Ulu Önder Atatürk'ün Samsun'a çıkışını ve orada Hürriyet ve istiklal meşalesini yaktığı o gün Türk'e pranga vurmaya kalkışan gafillerin gün geldiğinde hezimete uğrayacaklarının bir işaretidir.
İngiliz generalindeki ileri görüşlük hakikaten takdire şayandır. General o tarihte Mustafa Kemal'in dehasını, kafasındaki ideali ve ufkunu öylesine kuvvetli bir şekilde tahmin edebilmiş ki tarih bu gün kendisini ve endişesini haklı çıkarmıştır. Bu tedirginlik korkulan adam daha yolda iken yani Atatürk'ten duyulan bir korkunun önsezisiydi.
Ah ne olurdu O yüce İnsanı o Ulu Önder'i bizlerde tam olarak tanıyabilsek bizlerde anlayabilseydik. Onun ilke ve inkılâplarına sarılabilsek onun gösterdiği hedeflere doğru koşabilseydik.
Ve bu gün bizler o büyük Türk'ün gençliği ile birlikte onun bizlere emanet ettiği bir bayramı kutluyoruz. Bu bayram vesilesi ile gönlümde her zaman tertemiz sayfaları ile hazır bulunan özel defterime, yüreğime şunları yazıyorum.
" Ey ulu Önderim, ey en büyük liderim, ey benim Başöğretmenim. Bizlere bıraktığın miras emin ellerdedir. Şanlı ordun Serhat boylarındaki nöbetinde, memurun, köylün, emeklin, polisin, hâkimin, savcın, valin, kaymakamın ülkenin hizmetindedir. Yeni nesilleri emanet ettiğiniz öğretmenlerin hepsinin yüreğinde işaret buyurduğunuz ilkeler ve inkılâplarla sınıflarda yeni yeni Atatürkçü nesiller yetiştirmektedirler.
Ey Ulu Önderim. Siz o gün Samsun'a çıkmakla bizlere Hürriyeti, İstiklali ve Demokrasiyi armağan ettiniz.
Siz o gün gaflet ihanet ve delalete dur dediniz. Siz o gün Türk'ün hürriyetine istiklaline gem vurulamayacağını bütün bir dünyaya ilan ettiniz.
Ya siz olmasaydınız Atam ya siz olmasaydınız? Şair ve eğitimci dostum Sayın Dursun Elmas'ın, o nefis şiirindeki gibi…
Haçlı ruhu delirmişti
Koca çınar devrilmişti.
Bu yurt bile verilmişti,
Atatürk'üm olmasaydı.
Saldırmıştı koca düşman
Seyrindeydi bütün cihan.
Teslimdeydi Anavatan
Atatürk'üm olmasıydı.
Kahpe düşman gitmiyordu,
Zulüm bitmek bilmiyordu.
Ocağımız tütmüyordu
Atatürk'üm olmasaydı.
Silinmişti kimliğimiz,
Bozulmuştu birliğimiz.
Yok, olmuştu dirliğimiz
Atatürk'üm olmasaydı.
Bugünlere gelemezdik
Okul nedir bilemezdik.
Kitap yüzü göremezdik
Atatürk'üm olmasıydı.
Bayrak olmazdı gönderde
Çan çalardı minarede.
Baykuş öterdi camide
Atatürk'üm olmasaydı.
Yetmiş milyon Türk milleti NE MUTLU TÜRKMÜM DİYENE diyerek dosta güven, düşmana korku salmakta, tek yürek, tek ülkü içerisinde bıraktığın emanetlere sahip çıkmaktadırlar.
Siz ulu Önderim Ay Yıldızlı Bayrağımın altında o muhteşem ebedi istirahatgahınızda rahat uyuyun. Bizler sizin ve eserlerinizin bekçisiyiz.
Bayramımız kutlu olsun.
***
mehmet Şükrü Baş 20 Mayıs 2011
(*) Cemal Kutay Türkiye İ. ve H.Mücadeleleri Tarihi Cilt: 18 Sahife 10807
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder