MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
Hiç kimse kusura kalmasın, hiç kimse alınmasın.
Hiç kimseyi hedef almıyorum.
Hani bir söz vardır ya “sözüm meclisten dışarı” evet benimde sözüm meclisten dışarı. Çünkü biz yazılması gereken ülke gerçeklerini yazmaya korkuyoruz. Bazıları:
* Ülkeyi eyaletlere bölme girişiminde bulunsalar da,
* Özerkliklerini isteseler de,
* “Vergi vermeyiz” Meclise girmeyiz girsek de yemin etmeyiz deseler de,
* Atalarımızın mübarek kanları ile renklendirilmiş şanlı bayrağımızın yanına paçavradan bir bayrak isteseler de,
* Teröristlere “Gerilla” diyecek kadar ileri gitseler de onlara bir şey yok ama biz!..
Biz ise yazmaya korkuyoruz.
***
AKP iktidarında verdiğimiz şehit sayısı bazı basın kuruluşlarında açıklandığı üzere dokuz yüz yetmişleri devirmiş, bine merdiven dayamış durumda.
Allah’a Şükür Sayın Başbakanımız geçen gün “Bıçak kemiğe dayandı” diyerek içimize adeta su serpti. Ama içimizdeki ateş sönmedi, sönmedi, sönmedi…
Oysa bu sözü 1988 senesinden beri bizleri yönetin her iktidardan, her başbakandan, her liderden dinleye dinleye kına geldi bizlere.
Bakınız!
***
1988’de Başbakan Turgut Özal “Bu devlet haince kan döken teröriste bedelini ödetecek güçtedir. Bıçak kemiğe dayandı” demiş…
***
1992’de Demirel “Terör örgütü şimdide masum çocukların canını almaya başladı. Binaleyn devlet buna izin vermeyecektir çünkü bıçak kemiğe dayandı” buyurmuş…
***
Ondan sonra iktidara gelen demir leydi Tansu Çiller 1996 yılında!
“Terör ya bitecek, ya bitecek kimseye bir çakıl taşını vermeyiz” demiş. Bu söylemle bıçağın kemiğe dayandığını ifade etmiş.
***
Tansu Çillerden sonra iktidara gelen Mesut Yılmaz’da 1997 yılında...
“Avrupa terör örgütüne daha fazla kucak açmaya devam edemez. Artık bıçak kemiğe dayandı” demiş…
***
Yılmaz’dan sonra 1999 yılında Başbakanlık koltuğuna oturan rahmetli Bülent Ecevit ise:
“Terör örgütüne hizmet eden herkes hesabını vermeye hazır olsun. Bıçak kemiğe dayanıyor” buyurmuş.
VEEEEE!....
Teröre sadece altı şehit verdiğimiz 2002 yılında, yani terörün can çekiştiği bir dönemde iktidara gelen ve devri iktidarında bine yakın şehit verdiğimiz Başbakan Recep Tayip Erdoğan’da…
“Ramazan ayına hürmeten sabrediyoruz ama artık sabrımız tükendi bıçak kemiğe dayandı” sözleriyle sabır küpünün çatladığını ifadeyle harekete geçmiştir.
***
Geriye dönüp de baktığımızda Turgut Özal’dan itibaren bıçağın kemiğe dayandığını görüyor ve her iktidar değişiminde her liderden bu lakırdıları dinliyoruz.
Bıçağın bu kadar kemiğe dayandığı bir ülkede gün geliyor terör ve terörist dağdan şehre iniyor. Kucağında ekmeği ile evine giden bir emekli, kucağında kitaplar ile dershaneden çıkan bir öğrenci, nöbetteki ocak umudu askerle birlikte hain parmakların çektikleri tetiklerle veya atılan Molotoflarla şehit ediliyor.
Törenler, merasimler söylemler,
“Bıçak kemiğe dayandı” demeler.
Terör devam ediyor.
***
İstisnasız her şehit cenazesinde yüreklere düşen ateş siyasete malzeme ediliyor. Asker sivil karşı karşıya getirilmek isteniliyor. Akabinde yarı yolda döndürülen sınır ötesi hareketler yapılıyor. Terörü besleyen Barzani ve Talabani bozuntularının ayakları altına kırmızı halılar seriliyor. AB uyum yasaları çerçevesinde bazılarına ödün üstüne ödün veriliyor.
Gün geliyor on, gün geliyor on iki, gün geliyor on beş ve daha fazlası vatan evladı şahadet şerbetini içmeye devam ediyor.
Her gün şehit cenazesinde “Bıçak kemiğe biraz daha yaklaşıyor.”
Açılım saçmalığı sonucu Kandil’den gelen teröristler başımıza çıkartılır gibi otobüs üzerine çıkartılırken bu ülkenin milli duyguları ayaklar altına alınıyor. Ve gün geliyor şehidini toprağa verirken “Vatan Sağ Olsun” diyen şehit anası, şehit babası, şehit eşi “Artık Vatan sağ olsun demiyoruz” diyor.
Daha önceden cümle âleme duyurulan ve otuz yıldan beri devam eden sınır ötesi harekâtla birlikte terör ve terörü besleyen unsurlar ile “Bıçak kemiğe dayandı” söylemleri devam ediyor.
***///***
Mehmet Şükrü Baş 22 Ağustos 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder