MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
ELAZIĞ’I TANITIM GÜNLERİ –III-
(Dünden devam)
“Elazığ’ı tanıtım günleri” etkinliği sebebiyle Ankara’da üçüncü günümüz. Atatürk Kültür Merkezi sahasında kurulan devasa çadırlar yine tıklım tıklım. Yıllar öncesinde Elazığ’dan Ankara’ya göç eden eş ve dostlarımıza rastlıyor, onlarla kucaklaşıyor, onlarla hasret gideriyoruz. Gördüğümüz her insanda bir heyecan vardı. İdarecilerimiz, siyasetçilerimiz, bürokratlarımız yazar ve çizerlerimiz kutlu bir görevi ifa eder gibilerdi.
Elazığ’ın yetiştirdiği değerli saz ve söz ustalarımız tabiri caizse Ankara’yı sallıyorlardı. Esat Kabaklı, Adnan Çilesiz, Zülfü Demirtaş, Hasan Öztürk, Adile Kurt Karatepe, Bülent Serttaş ve Yalçın Turhan okudukları biri birinden güzel Harput Türküleri ile dinleyenleri mest ediyorlardı.
Özetlemek gerekirse ortam güzel, saz güzel, söz güzeldi…
***
Elazığ’ın meşhur öküzgözü üzümü, mahalli havaları, peynirli ekmeği, İçli köftesi, çiğ köftesi, pestili, orciği damakla nefis bir tat bırakırken bu etkinlik çok geç kalmış bir faaliyet olmasına rağmen binlerce insanın da gönlünde yıllarca silinmeyecek bir iz bırakıyordu. Hakikaten böylesine bir etkinliğin bugüne kadar yapılmamış olması ilimiz için önemli bir eksiklikti. İnşallah bu eksiklik Ankara ile sınırlı kalmaz İstanbul ve İzmir gibi büyük vilayetlerimizde de devam eder. Zira ülkemizde ve dünyada tanıtım ve reklâm yaşantımızın önemli bir parçası haline geldi. Markalaşmak, tanınır olmak, aranır hale gelmek her alanda öne çıkan ve ihtiyaç duyulan unsurlardan oldu. Öğleyse bizimde bu gibi faaliyetlerle ilimizin öne çıkan değerlerini tanıtmamız ve markalaşmış ürünlerimizin reklâmını yapmamız kaçınılmazdır…
BU FAALİYETTE YERDİKLERİMİZ
Bendenizde dâhil olmak üzere pek çok insanımız gazetecimiz, yazarımız çizerimiz… Elazığ Belediyesi hakkında yazmadık yazı, söylemedik söz bırakmadık. Elazığ Tanıtım Günleri sebebiyle gittiğimiz Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi ve civarında gördüğümüz mezbelelik hakikaten içler acısıydı. Bu alanda illerin tanıtımı ve sergileme faaliyetleri için kurulan çadırlar ve güzergâhları tabiri caizse bir felaketti. Her yer çöp içerisinde adeta bir mezbelelikti. Ankara Büyük Şehir Belediyesi böylesine önemli faaliyetlerin yapıldığı yeri daha güzel dizayn edebilir, yollarını asfaltlar, kalıcı tuvaletler inşa edebilirdi. Atatürk Kültür Merkezi’ni ile civarını ad ve unvanına layık bir konuma getirebilir, güzelleştirebilirdi.
Ama yapılmamış, ama görülmemiş, ama güzelleştirilmemişti. Ulu Önder Atatürk’ün ismi ile müsemma bu alan Başkente layık bir konumdan çok uzaktı. Bu yüzden yerdiklerimizin başında Sayın Gökçek’i görmemiz gerekir.
***
İcraatını beğenmediğimiz kurumlar listesinin ikinci sırasında ise Üniversitemiz geliyordu. Personel, araç, gereç ve ödenek bakımından en zengin konumda olan üniversitemiz ortalarda bir stantta ne yaptığı belli olmayan gelip geçenleri seyreden bir konumdaydı. Oysa biz bu ilim irfan kurumunun yüzümüzü ak etmesini bekler Fırat Üniversitesi ismine yakışır bir şekilde daha görkemli, daha canlı, daha güçlü olmasını beklerdik.
***
Bu listenin üçüncü sırasına Ağın ilçemizi koyarsak hakkı sahibine teslim etmiş oluruz. Ağın ilçemizin standı olmayışı bu şirin ilçemizin kayda değer bir kusuru daha ötesinde bir ayıbı idi. Bu etkinliğe katılmama sebebini bilmediğimizden detaylarına inemiyoruz inşallah önemli bir mazeretleri vardır. Ancak stantları gezenlerin Elazığ’ın Ağın diye bir ilçesinden haber olmayışları Ağın Belediyesinin bu etkinlikte sınıfta kaldığının bir göstergesiydi.
***
Listemizi devam etmek istersek bu listeye Elazığ’ın önemli iş adamları ile esnafını koyabiliriz. Elazığlı esnaf yok denecek kadar azdı. Trabzonlusu Rizelisi Elazığ’a özgü damak zevklerini sergilerken gözler kendi esnafımızı boş yere arayıp duruyordu. Buda Elazığ esnafının hala çağın gerisinde kaldığını, kabuğunu kıramadığını, yeniliklere açık olmadığını gösteriyordu.
Bu önemli ve büyük etkinlikte bu sebepler göz önüne alındığında Elazığ Ticaret ve Sanayi odasının, odasına kayıtlı esnaflarla birlikte sınıfta kaldığı görülüyordu.
***
Bu gibi devasa organizelerde elbette ki bu kadar kusur kadı kızında da olur diyor ilerisi için ümitvar olduğumuzu ifade ediyoruz. Özetleyecek olursak Bu büyük organizeyi kusursuz kılan…
Valimiz Muammer Erol,
Belediye Başkanımız Süleyman Selmanoğlu,
İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Tahsin Öztürk,
Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı Başkanı Mehmet Çağlar, bu vakfın Müdürü Güçmen Memişoğlu,
Ankara Elazığ Kültür Derneği Başkanı Ahmet Ayaz,
Elazığlıların Ankara’daki evi ve ev sahibi Kadirhan Sungurgurlu,
Kovancılar ve Karakoçan ilçelerimizin yöneticileri,
Manas Yayıncılık Koordinatörü Şener Bulut ve arkadaşları “Elazığ Tanıtım Günleri”ni kusursuz bir şekilde sahneye koyma başarısını gösteriyor ve ayakta alkışlanmayı hak ediyorlardı.
Bizde bu zevatı şahsımız ve gazetemiz adına kutluyor ve alkışlıyoruz. Hizmetleri unutulmayacaktır. Sağ olsunlar var olsunlar.
***///***
Mehmet Şükrü Baş Elazığ 21 Ekim 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder