MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
Kim ne derse desin zaman zaman bende benim hakkımda söylenenlere, Mithat Yılmaz Bey kardeşimin “Senin birkaç tahtan eksik” sözüne inanır gibi oluyorum. El âlem birilerinin gözüne girebilmek, arabasını dağdan aşırabilmek için kırk bir türlü yalanı bir çırpıda söylerken, gerdan kırıp, bel bükerken bende her zaman ve her zeminde pişmiş aşa su katarım.
“Öğle değil böyledir” derim.
“Ülkenin bir kısmı Lale Devrini yaşarken, büyük bir bölümü de sefalet devrini yaşıyor” derim.
İşe, aşa muhtaçtır derim.
Derim de tepkileri üzerine çekerim.
***
Bugünkü yazımın başlığına baksanıza “Müjde-i Mucize”…
Ne demek “Müjde-i Mucize?”
Bir mucizenin müjdesi…
Elbette ki her mucize bir müjdedir öğle değil mi?
Bitkisel hayattan çıkan bir insanın yaşamı mucize değil midir? Ve ya onuncu kattan düşen birisinin burnunun dahi kanamaması mucize değil de nedir?
Mucize denilince aklımıza başka neler gelir?..
Sizi bilmem ama benim aklıma ilk gelen asgari ücretle bir ailenin ayakta kalması, soluk alması ve yaşaması gelir.
Çünkü bu bir mucizedir.
***
Geçtiğimiz hafta Internet’ten gazeteleri okuyorum bir gazetemizde “Asgari Ücretlilere Müjde” verilircesine “Asgari ücrete 2011’de yapılacak zam oranı Resmi Gazete’de yayınlandı.”deniliyordu.
Hakikaten müjdeli bir haber, Allah hayırlı uğurlu etsin.
Hemen bir göz atıyoruz bu müjdeli haberin içeriğine. Merak ettiyseniz buyurun birlikte bakalım bu müjdeli habere
***
Efendim “Asgari ücretler 2011 Ocak’ta %4, 2011 Temmuzda da %4 zamlanacak. Şu anda net 599 lira olan asgari ücret Ocakta verilecek % 4 zamla 623 liraya yükselecek.” Yani asgari ücretlinin maaşına ayda 24 liralık bir zam gelecek.
Yani bir kişinin normal bir lokantada yiyebileceği yarım porsiyon yemeğin bedeli.
Yani normal bir mağazada çocuğunuza alabileceğiniz bir gömleğin ücreti.
Yani Bülent Arınç’ın davulcuya verdiği yüz lira bahşişin dörtte biri.
Yani bir mutfak tüpü fiyatının üçe biri
Yani 24 günde yiyebileceğiniz 24 ekmeğin bedeli
Yani MÜJDE-İ MUCİZE!...
***
İşte mucize budur.
Bir çocuğun onuncu kattan düşüp de burnunun dahi kanamaması büyük bir mucize olması yanında tamamıyla Allah’ın takdiri o çocuğun alın yazısıdır. Ama asgari ücretle bir ailenin bir ay yaşaması, soluk alması, ayakta kalması eğitimine, sağlığına, giyimine, kuşamına bakması, kira vermesi ve boğazına girecek bir tas sıcak çorbanın temin edilmesi belli başına bir mucizedir.
İnsanoğlunun gerçekleştirebileceği en büyük mucize…
Ondan daha büyük bir mucize olabilir mi?...
***
Sayın Başbakanımız şahidi olduğu her nikâhta çiftlere “Üç çocuk yapın” diyor. Demesine diyor da dediği insanlarda kalburüstü insanlar Yüce Allah’ın ”Yürü ya kulum” dediği AKP’nin desteklediği insanlar olduğu için hiç birisi “Sayın Başbakanım asgari ücretli bir ailenin bu şartlar altında üç çocuk yapması cinayet değil de nedir” sorusunu soramıyor. Asgari ücretli bir ailenin üç çocuğa bakması, sağlığını eğitimini sağlaması nasıl bir mucizedir diyemiyor. Çünkü onlar ne asgari ücretin kaç lira olduğunu biliyor nede asgari ücretli nasıl yaşar onu biliyor.
Onlar bu müjde-i Mucizeyi gazetelerden okurken asgari ücretliler müjde-i mucize altında inim inim inliyor.
Onları kimsecikler görmüyor, seslerini duymuyor.
Milyonlarca asgari ücretli bu ülkede sürünüyor.
Yetmiyor bazı işverenler tarafından da ne yazık ki sömürülüyor.
Köle İsaura’ların sigortaları yatırılmıyor, maaşları zamanında verilmiyor.
Tazminatları ödenmiyor.
Hiç kimse merak edipte sormuyor bile…
Bu asgari ücretliler nasıl yaşıyor?...
***///***
Mehmet Şükrü Baş 08 Kasım 2010 Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder