MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
mehmet_sukru_bas@mynet.com
HARPUT'TA KAYABAŞI
“Bir yaşa gelince insan // Neler neler düşünüyor // Baharda olsa mevsim // Bu yaşta üşünüyor.” Diyen gönlümüzün öteki âlemlerde olduğu bir gün. Omuzlar üzerinde bir tabut Harput’a doğru yola koyuluyoruz. Bir müddet sonra tabutu cenaze arabasına koyuyor, onlarca aracın oluştuğu konvoy halinde Harput’un kıvrım kıvrım yollarında yol alıyoruz.
Harput Kayabaşına geliyoruz.
Üzüntüm duygularıma karışıyor. Cenaze arabasındaki elli yıllık bir arkadaşım, bir yoldaşım onunla Mezre Ortaokulundan kaçar bu yollarda birlikte yürürdük. O bizim “Deli Oğlan’ımızdı. Biri birimizden asla ayrılmaz birlikte güler, birlikte eğlenirdik. Birlikte yer birlikte içerdik. O bu gün beni terk etti, yalnız başına düştü bu yollara.
İşte onu uğurluyorum. Gözlerim yaşlı kalbim kırık.
Kayabaşındayız…
Kendi kendime “Hayatın dönemeci Harput’ta Kayabaşı // Bir ömrün özetidir köhne bir mezar taşı.” Diye mırıldanıyorum. Daha sonra duygularımı satır satır kâğıda döküyorum adına “HARPUT'TA KAYABAŞI” dediğim 14.lük hece vezni ile yazılan bu şiir ayları süren bir çalışma sonucu meydana geliyor. Ben bu şiirimi Kayabaşı’ndan gönderdiğim canlarıma ithaf ediyorum. Ve ben onları çok özlüyorum.
HARPUT'TA KAYABAŞI
Ey HARPUT’u dört bir yanından saran kabristan,
Kabristandan ziyade viran bir kabri insan
Bir Harput ki burası bin yıllık bir ilmi var,
Her yüzü ayrı ayrı, iki farklı bir diyar
Bir efsunlu yer ki, her bir vakitte gelen var,
Bakın içlerinde ne gün görmemiş, canlar var.
Kim kazdı bu mezarı, kime kazdı bilinmez,
Bilinen tek şey var ki, gidenler geri gelmez.
Her gece sabaha dek ne ağıtlar yakarlar,
Öylece ELAZİZ’e mahzun mahzun bakarlar.
Omuzlar üzerinde bakın yine bir tabut,
Merhabalar ey kabri insan, merhaba HARPUT.
Hayatın dönemeci Harput’ta Kayabaşı,
Bir ömrün özetidir köhne bir mezar taşı.
- II -
Omuzlardan omuzlara geçerken tabut,
Bir baktık ki gözlerden kayboluvermiş HARPUT.
İnce bir yoldan geçtik, sağı solu mezarlık,
Her kabirde bir fidan, oluvermiş ormanlık.
Mezar taşları sanki yazılmamış bir roman,
Hepside hüzün dolu, duygu yüklü bir dram
Hele biri vardı ki, henüz yirmi yaşında,
Koca değirmen taşı, dönüverdi başımda.
Önde bir yol ayrımı, döndük sağdaki yoldan,
Kabirler sardı bizi, adeta üç beş koldan.
Burada akılda yok, ne can ve nede canan,
Nice canlardan müteşekkil, olmuş kabristan.
Yürürken hep birlikte, taşların arasında,
Bir kaç isim belirdi, ateş gibi karşımda.
Daha dün beraberdik, birlikte el, eleydik,
Kimimiz konakladık, kimimiz göç eyledik.
Düşe kalka geldim, öz kardeşimin başına,
İki damla gözyaşım düşüverdi taşına.
Ağlamak istedim, boğazımda bir kör düğüm,
İki ayrı dünyaydı bu Harput ’ta gördüğüm.
Biraz daha yürüdük, işte bura dediler,
Kazılmış bir mezara bir beden defnettiler.
Artık elden ele dolaşmıyordu o tabut,
Elveda ey KABRİ İNSAN elveda ey HARPUT.
- III -
Dönerken kabristandan, yeniden Kayabaşı,
Karıştı bir birine, hıçkırıkla, gözyaşı.
Önümüzde Elaziz, cıvıl cıvıl kaynarken,
Bir düğün geçti önden, hane halkı ağlarken.
Demek ki kural buymuş, kader ağın örecek,
Kimileri ağlarken, kimileri gülecek.
İnsanoğlu bu işte, etten kemikten maruf,
Doğacak, yaşayacak, sonucunda ölecek.
Dönüldü kabristandan, vakit akşama yakın
Duyup işiten koştu, gelenler akın akın.
Yarım asır yaşadı merhum dertle, kederle
Sonunda yenik düştü kalp denilen bir derde.
Üç günden fazla sürdü akın akın gelenler,
Evde hizmet ediyor, çocuklarla gelinler.
- IV -
Derken yavaş yavaş acılar da yavaşladı,
Daha dördüncü günü paylaşımlar başladı.
O gün bir aradaydı torun, oğlan, gelin, kız,
Hane fazla sakindi asude ve de ıssız.
Daha dün ağlayanlar bu günse gülüyordu,
Hane halkı tek vücut malları bölüyordu.
Beşinci gün sabahı, ne şiş yanmış ne kebap,
Dün bir yurt olan hane bu gün ise bir harap.
Bir olup yaptırdılar sade bir mezar taşı,
Hanımına bağlandı rahmetlinin maaşı.
Bir varmış, bir de yokmuş varla yok arasında,
Sade bir taş diktiler rahmetlinin başına.
Kırkına varılmadan anmadılar adını,
Hazat mezat sattılar elde kalan malını.
Zaten çoktan beri yemeye başlamışlardı,
Karıncalar canını, kalanlarsa malını.
***
Mehmet Şükrü Baş 06 Kasım Elazığ Nurhak Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder