23 Ekim 2010 Cumartesi

DOMATES BİBER PATLICAN

MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

mehmet_sukru_bas@mynet.com

DOMATES BİBER PATLICAN

Rahmetli Barış Manço’nun çokta güzel okuduğu bir şarkısının adıydı “Domates biber patlıcan.” Bugünde yazımıza başlık oldu.

Keşke de olmasaydı.

Ülkeyi idare edenlerin basiretsizliği yüzünden bir tarım ülkesi olan ülkemiz sebze ve meyveye hasret kaldı. Allah göstermesin yakın bir zamanda da arpaya buğdaya hasret kalırsa şaşırmayın. Baksanıza sofralarımızın baş tacı olan domates uçtu, biber soldu, patlıcan kurudu. Korkarım ki bundan böyle domates biber patlıcan şarkılarda kalacak.

Ekranda izliyor manavlarda, pazarlarda görüyoruz. Bir tek domates bir buçuk lira, rahmetli Muhlis Akarsu sağ olsaydı “Beş nüfusa bir tek ekmek // Yetsin diyom yetmiyor ki!...” demek yerine “Beş nüfusa bir domates // Yetsin diyom yetmiyor ki” derdi.

Ama bakarsınız yakın bir zamanda bu sözü başbakanımız söyleyebilir. Alır eline bir domates “Beş nüfusa bir domates // Yetsin diyom yetmiyor ki!...”diyerek domatesin uçuş nedenini muhalefete yükleyerek gayet yerinde bir fakir fukara edebiyatı yapabilir.

***

Oysa sayın başbakanının devri iktidarında fakir fukara garip gureba hakikaten bir ekmeye, bugünde bir domatese muhtaç hale geldi. İnşaatlardaki amele öğlen paydosunda mendilini açar, iki tane domatesini çıkarır dilimlere ayırır, tuzlar “Ya Bismillah” diyerek ekmeğine katık eder yerdi.

Bugün yiyebiliyor mu?....

Ülkemizde asgari ücret 600 bir yevmiye 20 bir kilo domates 10 lira.

Yiyebilene aşk olsun.

Hele durun mevsim itibariyle daha köylerimizde tarlalarda domates var bunlarda tükendiğinde ışık hızıyla yükselen domates fiyatı amelenin iki yevmiyesi ile eşit hale gelecektir. Bir yevmiye ile iki kilo domates bile alınamayacaktır.

***

Son yıllarda bu ülkede ülkesini seven, gerçekleri gören her yazar her çizer adeta feryat ediyordu.

—Tarım bitti,

—Hayvancılık bitti,

—Köylü bitip tükendi diyorlardı.

Duyan, işiten odlumu?

Hayır!..

***

Bakarsınız yarın hükümet üreticiyi “Dışarıdan domates ithal edilebiliriz” tehdidi ile dize getirmeyi düşünebilir o zamanda daha geçen hafta gündeme gelen Yüksek Öğretim Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın kanımızı donduran ancak hiçbir yetkilinin kılını kıpırdatmasına vesile olmayan o müthiş iddiası aklımıza gelir..

Ne diyordu sayın Özcan?..

“ABD ve İsrail domatese yerleştirilecek bir genle Türk Milletini 20 yıl içerisinde yok edebilir”

Buyurun buradan yakın. İşte geldik o duruma…

***

Bir ülke düşününüz Ağustos ayında karpuzun kilosunu bir liraya yesin, domatesin kilosu daha Ekim ayında on liraya yükselsin.

Bir ülke düşününüz dışarıdan et ithal etsin. Diyanet İşleri Başkanı “Gerekirse bu yıl kurban kesmeyebiliriz” diyebilsin ertesi gün çark etsin. Bu ülkede inekte bol, öküzde bol, koyunda bol desin.

Bu ülkede ineğinde, öküzünde, koyununda bolluğundan şüphemiz yok ama bunlar var ise dışarıdan neden et ithal ediyoruz. Yediğimiz etin at etimi, eşek eti mi yoksa domuz eti mi olduğundan şüphe duyuyoruz?

Hani bu ülke tarım ülkesiydi,

Tarım ülkesi ise neden domatesi on liraya yiyoruz.

Hani bu ülkede hayvancılık gelişmişti?..

Gelişmiş idiyse neden dışarıdan et ithal ediyoruz?.

Tarımında, hayvancılığında damarları mı kurudu?...

Hayır, hayır hiçbir şeyin damarı kurumadı. Tahıl ambarı Konya ovası da, sebze, meyve deposu Çukurova’da, Mersin’de Antalya’da yerinde duruyor. Hayvancılığın merkezi Ağrı, Bingöl, Muş’ta yerli yerinde.

Sadece köylümüzle birlikte tarımında, hayvancılığında canına okudular o kadar.

***///***

Mehmet Şükrü Baş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder